04 Mayıs 2024
  • İstanbul13°C
  • Ankara9°C

ÇARK

Emin Varol

15 Ağustos 2022 Pazartesi 09:30

 

AKP'li Cumhurbaşkanının Müslüman Kardeşlerle aynı paralelde olmasının bedelini milletçe çok ağır ödüyoruz. Mısır'da, düşük katılımlı bir seçimle iktidara gelen Mursi, Mısır'a şer-i  bir düzen getirmeye kalkınca askeri bir müdahale ile iktidardan uzaklaştırıldı. Mursi, Mısır'da Müslüman Kardeşlerin önderiydi. AKP'li Cumhurbaşkanı askeri müdahaleyi demokrasiye vurulmuş bir darbe olarak değerlendirdi. Mursi'nin yerine cumhurbaşkanlığına gelen Sisi'yi demokrasi düşmanı bir katil ilan etti. Halbuki Mursi'nin getireceği şer-i düzende demokrasinin hiç yeri yoktu. Rabia işareti AKP'li Cumhurbaşkanının sembolü oldu. Sonuçta Mısır'la papaz olduk. Mısır'la diplomatik ilişkilerimizi kestik. Mısır'ı nerdeyse düşman ülke ilan ettik. Ortadoğu'da güçlü bir müttefikimizi kaybettik. Mısır'a karşı takındığımız bu tavır Doğu Akdeniz'deki haklarımızı savunmamızı çok güç duruma soktu. Ülkenin siyasal ve ekonomik çıkarları baltalanmış oldu. Bu politikanın yanlışlığını idrak eden AKP iktidarı, şimdi çark ederek, Mısır'la aramızı düzeltmenin yollarını aramaya başladı. Bu yanlış politika ülkeye çok pahalıya mal oldu.

Suriye ile kanlı bıçaklı olmamıza, yine AKP'li Cumhurbaşkanının Müslüman Kardeş paralelinde olması neden oldu. Müslüman Kardeşlerin amacı, halkının çoğunluğu Müslüman olan ülkeler de siyasi İslam'ı egemen kılmak, Müslümanları aynı çatı altında toplayıp bir İslam birliği oluşturmaktır. İslamiyet'in geldiği tarihten bu yana gerçekleşmemiş olan bir ütopyadan başka bir şey olmayan bu amacın peşinde koşmak beyhudedir. Müslüman Kardeşler bu amacı gerçekleştirmek için dünyada terör estirmektedir. Suriye'de siyasi İslam'ı egemen kılmak için teröristlere destek verdik. Dostumuz Esat'ı bir gecede katil Eset ilan ettik. Suriye'deki meşru iktidarı yıkıp yerine Müslüman Kardeşlerin amacına uygun bir iktidarın gelmesi için terör estirenlerle işbirliği içine girdik. Özgür Suriye Ordusu adı altında teröristleri bir araya getirerek Suriye'nin meşru rejimini değiştirmeye kalktık. Suriye topraklarında devletin otoritesi sarsılmasıyla doğan otorite boşluğu Suriye sınırlarımızın güvenliğini ortadan kaldırdı. ABD, İŞİD terör örgütüyle mücadelede Türkiye'ye güven duymaması  nedeniyle, kendisine Türkiye'yi değil PYD/YPG terör örgütlerini müttefik seçti. Buda Kuzey Suriye'de garnizon bir Kürt devleti kurulmasına kapı açtı. Suriye sınırının güvenliğini sağlamak için askeri operasyonlar yapmak zorunda kaldık. 200 den fazla vatan evladını bu uğurda şehit verdik. ABD ve Rusya'nın müdahaleleriyle gerekli terörden arındırılmış bir güvenli bölgeyi de oluşturamadık. Bir hiç uğruna saplanmış olduğumuz Ortadoğu bataklığından çıkmanın yollarını aramak zorunda kaldık.  Bu bataklıktan çıkmanın yolunun Suriye Hükümetiyle işbirliği yapmaktan geçtiğini iktidar ve AKP'li Cumhurbaşkanı görmedi, göremedi. Putin'nin Soçi'de AKP'li Cumhurbaşkanına, sorunun çözümünün Esat'la işbirliği yapmaktan geçtiğini, söylemesi üzerine yeniden çark ettik. Şimdi Esat'la muhalefetin arasını bulmaya soyunduk. Zararın neresinden dönülürse kardır. Bu gelişme olumludur.  

Yanlış politikaların bedelini, ağır bir biçimde, ödeyen bu millet bedel ödetenlere bunun hesabını sandıkta soracağından kimsenin şüphesi olmasın.