III. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ

YUNUS EMRE YÜCEBAŞ
02 Haziran 2025 Pazartesi 10:43
Geçtiğimiz hafta, Ankara Yeni Mahalle'de bu yıl üçüncüsü düzenlenen Geleneksel Kitap Günleri vardı. 20'ye yakın yayınevinin katıldığı butik fuarın yeri Batıkent'te, çeşitli alışveriş merkezlerinin önünde kalan meydan idi. Bir İstanbullu için Ankara ile alakalı bir etkinlik demek hem ulaşım maliyeti hem de farklı bir atmosfere mazhar olmak demekti. Ankara'da resmi bir işimin de olmasından hareketle yola çıkmıştım. Kombinasyon olarak Esenler Terminali'nden daha derli toplu görünen AŞTİ'ye dair yegane eleştirim kart okutma sistemi ile girilecek bir tuvalet olmamasıydı. Benzer sorun, Harem Terminali'nde de mevcuttu. Bunun dışında her bakımdan iyi bir terminal olduğunu yıllardır söylerim.
Fuara iştirak edenlerin büyük çoğunluğu Ankaralı yazarlar olsa da benim gibi İstanbul'dan katılım sağlayan yazarlar da illa ki vardır. Fuarın görkemi İstanbul Kireçburnu'ndaki Sarıyer Edebiyat Günleri'ne oranla daha azdı. Öyle ki, hem boğaz manzarası farkı, hem söyleşi için gelen konuşmacıların farkı bunda etken olsa gerekti. Kireçburnu'nda Ahmet Ümitler, Özlem Gürsesler varken Batıkent'te böyle bir şaşaa mevzubahis değildi. Fuarın, görkemi az olmasına karşılık verimi pek de öyle sayılmazdı. Öyle ki, en durgun geçen günde imza gününe katılmış olmama rağmen Sarıyer'in 3 katı kitap imzalamak kabil ve nasip olmuştu. Metropolün nüfusu daha kalabalık olmasına, ilave olarak Kireçburnu, Batıkent'ten daha elit bir semt olmasına rağmen hakeza bir imza farkının tezahürü biraz düşündürücü bir noktaydı. Burada özellikle nüfus farklarına rağmen böyle bir tablonun ortaya çıkmasının üzerinde durulması gerekiyordu. Nitekim İstanbul'un nüfusu, başkentin nüfusunun 3 misline yakındı. İstanbul'un bu makro ölçeğine rağmen her yıl sonbahar yahut kış aylarında düzenlenen Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı'nın dahi aslında namına yaraşır bir yoğunlukta geçtiğini söylemek zor. Böylesine büyük bir kentin imza oranları çok daha fazla olmalı aslında.
Konuyu çok dağıtmadan hatice kısmından çıkıp netice kısmına geleyim.Fuar alanında tanışma fırsatı yakaladığımız Ali Yurtseven, Yıldız Tek Gamlı gibi çeşitli yazarlar da olmuştu. Yıldız Tek Gamlı'nın PhD unvanı olmasına biraz şaşırmıştım. Camiadaki yegane PhD edebiyatçı Sibel Çelikel sanıyordum. Ancak, bazıları kendini kamufle ettiğinden ötürü bu durumu anlamak kabil olmuyordu. Ne de olsa edebiyat dünyasında unvanların akademik dünyada olduğu ölçüde ehemmiyeti mevcut değildi. Belki de bundan dolayı böyledir. Ve nihayet, edebiyat aleminde ortaya çıkan doktora entelektüel bir simge olmaktan ziyade entelektüel bir içsel güçtür, kim bilir. Yenimahalle'deki bu fuar, her bakımdan bana iyi gelmişti. Bundan sonraki süreçte Ankara'da düzenlenen fuarlara yoğun bir ilgi göstermeye karar vermiştim! Yıllardır İstanbul'u ön planda tutan bir kimse olarak, başkente karşı önyargılarımın kırılmasına vesile olduğu için önemli bir etkinlik olmuştu bu fuar.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2016 Özgür İstanbul
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.