02 Mayıs 2024
  • İstanbul17°C
  • Ankara15°C

İTİBARSIZLIK

Emin Varol

30 Kasım 2020 Pazartesi 10:35

 

 

Devletin en önemli görevi yurttaşlarının can güvenliğini sağlamaktır. Bu görevi yerine getirmeyen devletin meşruiyeti tartışma konusu olur. Can için tehlike teşkil eden etkenleri etkisizleştirmek can güvenliğini sağlar. Hastalıklar canı tehdit eden etkenlerdir. Bunun için hastalıkları etkisizleştirmek devletin görev sahasına girer. Devletin sağlık teşkilatı bu görevi yerine getirmek için vardır. Sağlık bakanlığı koruyucu önlemlerle hastalıkların önüne geçmek ve hastaları tedavi etmekle yükümlüdür.

Günümüzde, bütün dünyada olduğu gibi, bizde Covit-19 salgınıyla mücadele ediyoruz. Sağlık Bakanlığı bu salgından yurttaşları korumakla ve hastalığa yakalanmış olanları tedavi etmekle yükümlüdür. Sağlık Bakanlığının salgının seyrini gösteren verileri halka şeffaf ve doğru olarak bildirmek görevidir. Bu sadece demokrasinin gereği değil, aynı zamanda salgına karşı alınan önlemleri daha etkili hale getirmenin koşuludur. Çünkü, salgını önlemek için alınan önlemleri halkın önemsemesi, salgının seyri hakkında gerçek bilgilere sahip olmasına bağlıdır. Son zamanlara kadar Sağlık Bakanlığı, akıl almaz bir davranışla, salgının seyri hakkında gerçekleri yansıtmayan bilgiler vermek suretiyle, hem bizi hem de dünya kamuoyunu yanıltmış ve aldatmıştır. Yapılan testler sonunda pozitif çıkan vaka sayılarını ve salgından hayatını kaybedenlerin sayılarını, olduğundan, çok düşük göstererek, salgınla mücadelede bir başarı algısı yaratmak siyaseti güdülmüştür. Bu tutum halkın salgını, yeteri kadar, önemsememesine neden olmuş ve salgın çok yaygınlaşmıştır. Buda ölümlere yol açmıştır. Bu akıl almaz tutumun nedenini,Sağlık  Bakanlığı 1 Ekim'de attığı bir tweet de "Bilelim ki salgınla mücadelede devletimiz, halkın sağlığı kadar ulusal çıkarlarını korumaktadır. Çünkü salgın hayatın bütün alanlarını etkilemektedir" ifadesi ile açıklamaya kalktı. Özrü kabahatinden büyük derler. Vaka ve ölüm sayılarını düşük tutarak, salgının turizm üstündeki olumsuz etkisini azaltmak istemek, para kazanmak uğruna halk sağlığını tehlikeye atmak büyük bir sorumsuzluktur. Gerçekleri gizlemek ulusal çıkarları korumaz, ulusal çıkarları tahrip eder.Halka ve Dünya Sağlık Örgütüne doğru bilgi vermeyerek, hem bizi hem de dünya kamuoyunu aldatmak ulusun itibarını yıkar. Bu bizi ve dünya kamuoyunu ahmak yerine koyma ahmaklığıdır. Dünya kamuoyu nazarında saygınlığı olmayan bir ulusun dış politikası iflas eder ve ekonomisi çöker. Almanya, Dünya Sağlık Teşkilatını doğru bilgilendirmemiz için bize nota verdi. İngiltere, Türkiye'den gelenlere iki hafta karantina uygulamaya başladı. Ülkenin itibarı dip yaptı.

Türk Tabipler Birliğinin ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sayın İmamoğlu'nun baskıları sonucu, Sağlık Bakanlığı gerçek vaka ve salgından dolayı hayatını kaybedenlerin sayılarını açıklamak zorunda kaldı. Bu açıklamalardan, salgına karşı yürütülen mücadelede başarılı olmadığımız anlaşıldı. Vaka sayılarında Avrupa birincisi ve dünya dördüncüsü olduğumuz anlaşıldı. Başarı algısı yaratarak siyasi rant elde etme çabası suya düştü.

Bir tavuk kümesini yönetmekten aciz olanlara ülke yönetimi teslim edilirse sonuç bu olur.