“KIZILCA GÜN”

Canan Murtezaoğlu
27 Aralık 2025 Cumartesi 15:17
Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti üyeleri 27 Aralık 1919’da saat 14.00’da Dikmen sırtlarından Ankara’ya geldiler. Binlerce yıllık Oğuz Türkleri geleneği yerine getirildi, Seymen Alayı tertip edildi.

Seymen Alayları; millî felaket günlerinde, bir devletin yıkılış sırasında yeni bir devlet kurmak ve yeni bir başkan seçmek için kurulmuştur. Bu geleneği sadece Ankara yaşattığı için günümüzde Ankara Seymenleri şeklinde anılmaktadır.
Mazhar Müfit Kansu, bu tarihî günü şöyle anlatır:
“O sabah ajanslar ile Mustafa Kemal Paşa’nın geldiği haberi herkese bildirildiği gibi, bir taraftan da sabahtan itibaren davullar ve zurnalarla bütün Ankara halkı karşılamaya hazırlanmıştı. Çankaya ve Dikmen tepelerinden güzel sesli hafızlar ezan ve salat okuyorlardı ve köylerden birçok atlı ve kağnı arabalarıyla binlerce halk Ankara’ya gelmiş; öğleye doğru, geliyor diye tellallar bağırmış, seçilen atlı alayı Ulucanlar’dan Hacıbayram Camii’nin önünde toplanarak dinî tören yapılmış; yedi yüz piyade, üç bin atlıdan teşekkül eden bir Seymen Alayı’nı Ankara’da bulunan dervişler takip ediyor. Bunların arkasında bütün esnaf ve ondan sonra da okul öğrencileri yürüyorlar.
Okul öğrencileri İstasyon Caddesi’ne, Seymen Alayı’nın bir kısmı Dikmen bağlarına, bir kısmı Çankaya bağlarına, Kızılyokuş eteklerine ve diğer bir kısmı da istasyon yoluna dizilmişti. Jandarma ve yirmi kadar polis de burada idi. Halkın bir kısmı Namazgâh tepesine ve diğer kısmı Yenişehir’in bulunduğu yerlere ve İstasyon yoluna sıralanmışlardı. Yirminci Kolordu Kumandam Ali Fuat Paşa ve Vali Vekili Yahya Galip Bey, Gölbaşı’na kadar gelmişlerdi. Kızılyokuş’ta iki kurban kesildi, o zaman tamamen boş bir yer olan Yenişehir’de reji memurlarından Salamon Efendi isminde bir zatın ahşap, küçük bir evi vardı. Oraya gelince Seymenler tarafından bir dana kurban edildi. Karşılama heyeti ve memurlar burada idiler. Paşa otomobilden inerek hepsinin hatırını sordu ve ellerini sıktı. Daha ileride yedi yüz kadar Zeybek kıyafetinde, ellerinde palalarla dizilmiş gençleri gördük. Paşa bunlara merhaba diye selam verdi. Cümlesi, sağol diye karşılık verdiler ve şöyle bir konuşma geçti:
Mustafa Kemal Paşa: Arkadaşlar, buraya niçin geldiniz?
Gençler: Millet yolunda kanımızı akıtmaya geldik.
Gençler: And olsun!
Mustafa Kemal Paşa: Var olunuz!
Bu sırada halk da yaşa sesleriyle, alkışlarla ortalığı çınlatıyordu. Nihayet İstasyon yoluna sapıldı. İstasyon meydanında jandarma ve polisler de dizilmişlerdi. Bunlar da selamlandı. Biraz sonra da kız ve erkek mektep talebeleri arasından geçerek Fransız karargâhı olan bir binanın önüne geldik. Fransız bayrağı çekilmişti. Fransız Yüzbaşısı Doburazo pencere önündeki boşlukta bize bakarak gülüyordu. Binanın karşısındaki bahçede çadırlar kurulmuştu; Fransız askerleri vardı. Onlar da hayretle bize bakıyorlardı. Çok sürmedi; bu bina, Meclis binası oldu ve Türk bayrağı çekildi ve Cumhuriyet Hükümeti’nin kurulduğu bir yer oldu.”
Ülkesini karanlıklardan aydınlığa çıkaracak, Millî Mücadele hareketini şahsında toplayacak Önder’ini işte böyle karşıladı Ankaralılar ve Seymenler.
***
Nutuk’ta “Ankara’ya geliş” başlığı da yer alır. “Neden Ulu Türk Ulu Kağan” (Bir Nutuk Özeti) adlı kitabımızdan o bölümün ilgili satırlarını verelim.
“Atatürk, sözlerine şu açıklamayla başlar:
‘Efendiler, Mebuslar Meclisinin İstanbul’da toplanmasına engel olamamak zorunluluğu üzerine, İstanbul’da toplanacak Mecliste, ‘ülkenin bütünlüğünü, devlet ve ulusun bağımsızlığını kurtarmaktan ibaret olan gayeyi korumak ve savunmak için anlaşmış kararlı bir grup oluşturmayı’ tek çare olarak düşündük. Aynı tarihte düşündük ki bu grubun kurulmasını sağlamak için her sancaktan birer mebusu Eskişehir’e davet edelim. Eskişehir üzerinden trenle İstanbul’a gidecek mebusları da davet edeceğimiz mebuslarla birleştirelim ve bizzat Eskişehir’e giderek, yapılacak genel bir toplantıda esaslı bir şekilde görüşmelerde bulunalım. Fakat bundan sonra vereceğim bilgilerle aynı toplantıyı Ankara’da kalarak yapmayı yeğledik. Daha bir ay kadar Sivas’ta kaldıktan sona nihayet Ankara’ya doğru yola çıktık.”
18 Aralık’ta Temsil Heyeti üyeleri ile Sivas’tan Ankara yönüne hareket eden Mustafa Kemal Paşa, Kayseri’de Hükûmet ve Belediye’yi ziyaret eder, Raşit Efendi Kitaplığında; şehrin ileri gelenleri, tüccar ve esnaftan bazıları ile bir toplantı yapar. Hacıbektaş’ta Çelebi Cemalettin Efendi tarafından misafir edilen Mustafa Kemal Paşa, Hacıbektaş Türbesi’ni ziyaretin ardından Kırşehir’e geçer ve Gençler Cemiyetine giderek orada bir konuşma yapar. Kaman ve Beynam üzerinden, karla kaplı yollardan Ankara’ya varıldığında tarih 27 Aralık 1919’dur.
Ankara’ya varış, açık bir bildiri ile duyurulur. Mustafa Kemal Paşa, Temsil Heyeti adına şöyle yazmıştır: ‘Sivas’tan Kayseri yoluyla Ankara’ya hareket eden Temsil Heyeti, bütün yol boyunca ve Ankara’da, büyük milletimizin sıcak ve içten yurtsever gösterileri arasında şehre vardı. Milletimizin gösterdiği birlik ve kararlılık örneği, ülkemizin geleceğine güveni olduğu hakkındaki inancı sarsılmaz biçimde güçlendirmiştir. Şimdilik Temsil Heyeti Merkezi Ankara’dadır. Hürmetlerimizi sunarız, Efendim.’
O günlerde, İngiliz Yüksek Komiseri Amiral J. de Robeck de General Milne’e şöyle diyecektir: “Mustafa Kemal hareketinin bastırılması, şüphesiz pek çok istenir; fakat çok büyük bir kuvvet gerekmektedir. İğneleme politikası büsbütün akılsızlık olur.”
Ankaralıların “Kızılca Gün” dediği bu tarihî günün 106. Yılı kutlu olsun!
Canan Murtezaoğlu
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2016 Özgür İstanbul

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.