04 Mayıs 2024
  • İstanbul13°C
  • Ankara9°C

MUKTEDİRLER

Emin Varol

14 Kasım 2020 Cumartesi 15:57

 

Merkez Bankası Başkanının değişmesi, Hazine ve Maliye Bakanının istifasının ardından yaşananlar, kapitalist toplumlarda, "Ekonomiye sahip olanlar iktidara sahiptir" sözünün doğruluğunu bir kere daha kanıtlamıştır. Belirsizliklerin, borsanın düşmesine kurun, yükselmesine neden olması gerekirken bunun tam tersi olmuştur. Son zamanlarda dövizin önü alınmaz tırmanışı sert düşüşle yer değiştirmiştir. Dövizin tırmanışını durdurmak için hiçbir ekonomik önlem alınmamışken sadece iki kişinin görevden ayrılmalarının dövizin bu sert düşüşüne neden olması akıllara, dövizi ekonomik nedenlerle değil de yapay nedenlerle yükselten muktedirlerin olduğunu getiriyor. Bu muktedirler, iktidara istemedikleri adamları görevden almaları için ekonomik baskı uyguluyorlar. Bu olanlar ülkede iki iktidarın olduğunu gösterir. Birincisi ülke ekonomisini elinde tutan muktedirlerin oluşturduğu, perde arkasındaki, gerçek iktidar, ikincisi de muktedirlerin güdümünde olan, perde önündeki, görünen siyasi iktidar. Kapitalist sisteme de,siyasi iktidar muktedirlerin iktidarına meşruiyet kazandırmakla yükümlüdür. Ekonomi siyasi iktidarın geleceğini belirleyen en önemli etkendir. Siyasiler geleceklerini güvence altına alabilmek için, ekonomiye sahip olanların isteklerini yerine getirmek zorundadır. Bu muktedirler siyasi iktidarı, kendi çıkarları doğrultusunda, yönlendirmek için yaptırımlar uygularlar. Örneğin; kuru yapay olarak yükselterek enflasyonu körüklerler, işsizliği çoğaltarak yoksulluğu yaygınlaştırırlar. Halk yoksulluk ve işsizlikle boğuşmak zorunda kalır. Buda siyasi iktidarın seçmen kaybına neden olur. İktidarı kaybetmek istemeyen siyasilerde muktedirlerin istedikleri doğrultuda hareket eder. Muktedirlerin çıkar sağlamak doğrultusundaki bu davranışlarının bedelini halk öder. Son zamanlarda yaşadıklarımız bu tezin bir kanıtıdır.

Merkez Bankası Başkanı gece yarısı bir kararnameyle görevden alındı. Fakat Hazine ve Maliye Bakanı "Yaklaşık beş yıldır sürdürdüğüm bakanlık görevime sağlık sorunları nedeniyle devam edememe kararı aldım...At izinin it izine karıştığı, Hak ile batılı ayırt etmenin zorlaştığı böyle çetin bir zamanda bizlerin samimiyetine inanarak dua eden her bir vatandaşımızdan Rabbim razı olsun...Gaybı, kalpleri ve hakiki niyetleri bilen mutlak güç sahibi Cenab-ı Allah bizleri sırat-ı müstakimden ayırmasın. Sonumuzu hayreylesin" diyerek istifa etti. Bu yazı su götürmez bir istifadır. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu istifadan günler sonra, yaptığı grup konuşmasında "Sağlık sorunları nedeniyle görevden affını isteyen Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın isteği kabul edilmiştir" diyerek, kamuoyunu bilgilendirmiştir. Bu önemli olay kamuoyundan günlerce saklandıktan sonra, çarpıtılarak kamuoyuna duyurulmuştur. Bu ancak kapalı, totaliter rejimlerde olabilecek bir şeydir. Erdoğan ülkeyi sürüklediği çıkmazdan kurtarmak için, ekonomik ve hukuki reformlar yapmaktan söz ediyor. Fakat Erdoğan ve AKP iktidarının biletini muktedirler kesmiş gözüküyor. Kısacası Abbas yolcu.    

 

                                                                                                          14.Kasım.2020