04 Mayıs 2025
  • İstanbul22°C
  • Ankara20°C

SUSALIM, ATATÜRK KONUŞUYOR  (2)

Hergünlü/Mali Müşavir

04 Mayıs 2025 Pazar 14:18

 

Cumhuriyetimizin kurucusu Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bir asır öncesinden anlatmaya ve uyarmaya devam ediyor…

“Efendiler! Millî örgütümüzün bugün izlediği amaç, vatanın parçalanmaktan ve milletin esaretten kurtarılmasına yöneliktir!

Bugün dostumuz yoktur; ancak dostumuz millî bütünlüğümüz, örgütümüzdür.

Ben, sırf vatan ve milletime böyle bir tarihî dakikada tamamıyla kendimi verebilmek gayesiyle mukaddes mesleğimden ayrılıp milletin sinesine katıldım. Bu sebeple tamamıyla milletimin umumî iradesine boyun eğmiş durumdayım.

Mübarek vatan ve milleti parçalanmak tehlikesinden kurtarmak ve Yunan ve Ermeni isteklerine kurban etmemek için açılan millî savaş uğrunda, milletle beraber serbest surette çalışmağa resmî ve askerî sıfatım artık engel olmaya başladı. Bu mukaddes gaye için milletle beraber sonuna kadar çalışmağa mukaddesatım adına söz vermiş olduğumdan pek âşıkı bulunduğum yüksek askerlik mesleğinden bugün veda ve istifa ettim. Bundan sonra mukaddes millî gayemiz için her türlü fedakârlıkla çalışmak üzere milletin sinesinde bir ferdi mücahit suretiyle bulunmakta olduğumu arz ve ilan eylerim.

Muhakkaktır ki vatan ve milletin mukadderatı için içeride ve dışarıda kabul ve söz sahibi olmak mutlaka millî iradeye dayanmaya bağlıdır. Gayet samimi olarak arz ederim ki millet her türlü iradesini gerçekleştirmeğe muktedirdir. Girişimlerinin önüne geçebilecek hiçbir kuvvet mevcut değildir.

Millî örgütün ileri gelenleri, vatanın müdafaası ve bağımsızlığı için kalpleri çırpınan milletin umum güzide evlatlarıdır. Ana maksat, vatanın bütünlüğünü ve milletin bağımsızlığını temin etmektir.

Dünya, milletimizin hayatına ya hürmet edip onun birlik ve bağımsızlığını onaylayacaktır ya da son topraklarımızı son insanlarımızın kanıyla suladıktan sonra bütün bir milletin ölüsü üstünde reddolunmuş istila hırsını tatmin etmek mecburiyetinde kalacaktır.

… Milletimiz, topraklarının ayrılması ve taksimine ve esarete düşmeğe razı olmaktansa, bütün maddî ve manevî kuvvetleriyle varlığını ve meşru hukukunu korumada kararlılıkla devam ve ısrar edecektir…

… Milletin bağımsızlığı tehlikeye girdiği vakit millet, kendi ordularını kendi toplar ve yalnız bir hareket tarzı kabul eder. O da kurtuluş uğrunda sonuna kadar kanını dökmek! …

… Hakkın, zulüm ve kuvvete galip geleceğine emin olan milletimiz, Erzurum ve Sivas’ta gerçekleşen kongrelerde alınan kararlar ve 11 Eylül 1919 tarihli beyanname ile kendi kaderini çizmiş ve bunu elde etmeğe kat’i olarak karar vermiş bulunmaktadır. …

Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Örgütü altında kuvvetlerini, emellerini ve ruhlarını birleştirmiş olan millet, bugünden itibaren yalnız kendi iradesini temsil ve bilfiil hâkim kılacak olan Meclisin koruyucusu vaziyetindedir ve bağımsızlık ve varlığının sonuna kadar savunulması yolunda onun en fedakâr bir dayanağıdır.

Bir milletvekilinin tutuklanması, Meclis-i Mebusanın güvenliğini bozma olup ve bu tutuklanmaya sessiz kalma bütün milletvekillerinin tutuklanması hakkını onaylamak demektir.

İç ve dış bin türlü ihtirasın köpürmesiyle huzur ve kurtuluşu tehdit altında bulunan memleketimizin, millî vicdana güven veremeyecek bir kabine (bakanlar kurulu) başkanına hiçbir dakika tahammül edemeyeceğini arz etmeyi vatan vazifesi sayarız!

İçinde bulunduğumuz olağanüstü durumun ne derecelerde sağduyu ve birliği gerektirdiği açıktır. …

Düşman lehinde propaganda yapanlar, herhangi şekilde düşmanla haberleşenler ve millî uygulama ve kararlara karşı koyarak düşmanların amaçlarının gerçekleşmesine yardım ve herhangi şekilde casusluk yapanlar derhal tutuklanarak o husustaki kanun maddesine dayanarak süratle cezalandırılacaklardır.

Milletimiz çok büyüktür. Hiç korkmayalım. O esir olmayı ve hor görülmeyi kabul etmez!

Milletin bağımsızlığını vatanın son kaya parçası üzerinde savunacağız, kurtaracağız veya -eğer mukadderse- öleceğiz! Fakat eminiz ki ölmeyeceğiz ve kurtaracağız!

Vatan ve milletimizin en büyük tehlikeyle karşı karşıya kalması sonucu olarak, bütün Rumeli ve Anadolu’nun giriştiği millî ve mukaddes savaş esnasında halkın iç ve dış en doğru haberlerle aydınlatılması ivedi ihtiyacı dikkate alınmış ve sonucunda Ankara’da ‘Anadolu Ajansı’ adı altında bir kurum oluşturulmuştur. … Anadolu Ajansı bildirilerinin bazı yerlere ulaştırılamadığı yolunda şikâyetler alıyoruz. Milletin havadissiz kalmaması amacıyla yürütülen bu hizmetin bütün telgrafçılarımızca da destekleneceğini şüphesiz kabul eder, bununla beraber bu yolda meydana gelebilecek kusurların vatan ihaneti oluşturacağını bildiririz.

23 Nisan’dan itibaren bütün mülkî ve askerî makamların ve umum milletin başvuru yerinin, adı geçen Meclis olacağı arz olunur.

Bu dakikadan itibaren teklif ediyorum: Derhal memleketin mukadderatını üzerinize alınız! Bütün bu Meclis bütün manasıyla sorumlu olmak lazım gelir. Millet bizi ancak bunun için gönderdi; bizi buraya beş kişinin eline milleti terk edelim diye göndermemiştir!

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün uygar dünya, az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.

Egemenliği hiç kimse hiç kimseye, bilim gereğidir diye görüşmeyle, tartışmayla veremez. Egemenlik, güçle, erkle ve zorla alınır. Osmanoğulları, zorla Türk milletinin egemenliğine ve saltanatına el koymuşlardı. Bu zorbalıklarını altı yüzyıldan beri sürdürmüşlerdi. Şimdi de Türk Milleti bu saldırganlıklara artık yeter diyerek ve bunlara karşı ayaklanarak egemenliğini ve saltanatını kendi eline fiilen almış bulunuyor. Bu bir olup-bittidir. Söz konusu olan, millete saltanatını egemenliğini bırakacak mıyız bırakmayacak mıyız sorunu değildir. Sorun, zaten gerçekleşmiş bir olayı yasa ile saptamaktan başka bir şey değildir. Bu ne olursa olsun yapılacaktır. Burada toplananlar, meclis ve herkes sorunu doğal bulursa sanırım ki uygun olur. Yoksa yine gerçek, yöntemine göre saptanacaktır; ancak, belki birtakım kafalar kesilecektir.

Meşru ve yetkili olmayan güçlerin baskısıyla, devlet güçleri birleştirilse bile, bunun devam etmesinin mümkün olmadığını bilirsiniz. Yüce meclisinizin varlığı da her şeyden önce, meşruiyet ve yetkisinin milletçe gerekli görülmesinde en büyük kanıttır. Bu nedenle, yüce meclisinizde toplanan yüksek millî iradeye dayanarak meşruiyet ve yasallık kazanan ve saygıdeğer kurulunuzda ortaya çıkan millet vicdanının yargısına bağlı kalmak bakımından, sorumluluğu belirlenen bir gücün işleri yönetmesi zorunludur. Bu gücün doğal biçimi ise hükûmettir. Yüce meclisiniz, denetçi ve araştırmacı nitelikte bir milletvekili meclisi değildir. Bu nedenle, milletin yargısına karar vermenin sorumluluğunu, yalnızca yasa yapma ve yasa koyma ile görevli olarak değil, milletin yazgısıyla doğrudan uğraşarak taşıyacaktır. Ulusal bağımsızlığımızı ve ulusal sınırlarımız içinde yaşam hakkımızı elde edecek bir barışı sağlayacak önlemleri düşünmek ve uygulamak üzere, millet tarafından olağanüstü yetkileri olan bir meclisin Ankara’da toplanması gerektiğine milletin dikkatini çekmek için millî ve vatanî görevimizi yerine getirdik. Artık yüksek meclisimizin üstünde bir güç, mevcut değildir.

Devlet olarak örgütlenmiş topluluklarda, ana kurum olan adlî gücün bağımsızlığının önemini anlatmaya gerek yoktur. Ulusal yargı hakkı, bağımsızlığın birinci koşuludur. Adlî gücü bağımsız olmayan bir ulusun, devlet olarak varlığı kabul edilemez. Ülkemizin şimdiye kadar geçirdiği bunalımlara, felaketlere; kimi zaman Avrupa’yı taklit etmek, kimi devlet işlerinin yönetimini kişisel duygulara oyuncak etmek gibi, acı sonuçlarını yaşadığımız basiretsizlikler neden olmuştur. …

Yaşamımın bütün evrelerinde olduğu gibi, son zamanların bunalımları ve felaketleri arasında da bir dakikam geçmemiştir ki her türlü huzur ve rahatımı her türlü kişisel duygularımı milletin esenlik ve mutluluğu için feda etmekten zevk duymayayım. Gerek askerlik hayatımda gerek politik yaşamımın bütün dönem ve evrelerini kapsayan savaşlarımda her zaman tuttuğum yol, milletin ve vatanın ihtiyaç duyduğu amaçlara yürümek olmuştur.”

 

 

Devam edecek...

Tülay Hergünlü

İstanbul, 2 Mayıs 2025

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.