Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Kartal Şube Başkanlığı tarafından düzenlenen "Anayasa Değişikliği Gündemi Üzerine Söyleşiler" başlıklı konferansa ilgi yoğundu.
Konferansta, anayasa değişikliği tartışmalarının önemli isimlerinden Akademisyen Prof. Dr. Barış Doster ve ADD Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Av. Anıl Öztürk konuşmacı olarak yer aldı.
Prof. Dr. Barış Doster'den "İlk Dört Madde" Vurgusu
Yeni anayasa süreci hakkında değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Barış Doster, özellikle anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilemezliği ilkesine dikkat çekti. Doster, yaptığı açıklamada bu maddelerin Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerini oluşturduğunu ve değiştirilmesinin mümkün olmadığını vurguladı.
Barış Doster'den Anayasa Tartışmaları, Katılım Endişeleri ve Milliyetçilik Vurgusu
Barış Doster, Türkiye'deki anayasa tartışmalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulunarak, yeni anayasanın demokratik meşruiyetini sorguladı ve geçmiş anayasal süreçlerle mevcut durumu karşılaştırdı. Doster, özellikle 1982 ve 1961 Anayasalarını mercek altına alırken, milliyetçilik ve emperyalizm kavramları üzerinden de çarpıcı değerlendirmeler yaptı.
1982 Anayasası ve Katılım Endişesi:
Doster, 1982 Anayasası'nın %92 gibi yüksek bir oy oranıyla kabul edildiğini hatırlatarak, yeni anayasanın hangi parti tarafından hazırlanırsa hazırlansın bu oranları yakalayamayacağını belirtti. Düşük katılım oranlarının yeni bir meşruiyet tartışmasına yol açacağı uyarısında bulunan Doster, 1982 Anayasası'nı "Amerikancı beş generalin politik ideolojik öngörülerini yansıtan bir metin" olarak nitelendirdi.
1961 Anayasası: Tarihimizin En Özgürlükçüsü:
Buna karşılık, 1961 Anayasası'nın bir askeri darbe sonrası yapılmış olmasına rağmen, "tarihimizin gördüğü en özgürlükçü ve en demokratik bir anayasa" olduğunu ifade etti.
FETÖ Süreci ve Sendikaların Sessizliği:
Doster, FETÖ aracılığıyla ülkeye ihanet edilirken hukukçuların sessiz kalmasına tepki göstererek, bu konuda hiçbir mütalaa duymadıklarını vurguladı. Yeni anayasa yapılması halinde DİSK başta olmak üzere sendikaların tavrının ne olacağını merak ettiğini dile getiren Doster, DİSK'in son dönemlerde CHP kontenjanından milletvekili çıkartmakla meşgul olduğunu iddia etti ve işçi ve memur sendikalarının nasıl bir tepki vereceklerini sorduğunu belirtti.
Anayasa ve Silahla Savunma:
Doster, konuşmasında anayasanın devletin ve milletin teminatı olduğuna dikkat çekerek, "Anayasa söz konusu olduğumu kanla irfanla kurulan bir devlet bir millet bir cumhuriyet bir vatan söz konusu oldu mu neyle savunacaksın silahla" ifadelerini kullandı. Mustafa Kemal Atatürk'ün "Silahla kurulan silahla iner" sözünü hatırlatan Doster, anayasanın tanımı gereği silahla savunulan bir metin olduğunu savundu. Doster, bu hassasiyetin, kararlılığın ve yürekliliğin demokratik kitle örgütlerinden ve siyasi partilerden görülüp görülmeyeceğini merak ettiğini ifade etti.
Federalizm ve Etnik Ayrışma Vurgusu
Dem Parti ve HÜDA PAR'ın federalizm söylemlerine gönderme yapan Doster, Türkiye'nin feodal kimlikler üzerinden federalizme taşınmasından veya Lübnan ve Irak Anayasalarında olduğu gibi etnik, dinsel, mezhepsel aidiyetler üzerinden ayrıştırılmasından duyduğu endişeyi dile getirdi.
"Eşit Yurttaşlık" mı, "Yurttaşların Eşitliği" mi?:
Barış Doster, "eşit yurttaşlık" kavramının tehlikesine değinerek, "eşit yurttaşlık olmaz yurttaşların eşitliği olur" dedi. "Eşit yurttaşlık"ın Anayasa'da herkesin adının geçmesi anlamına geldiğini savunan Doster, "Yurttaşların eşitliği"nin ise tanımı gereği "biz biriz ve bütünüz demektir" olduğunu vurguladı. Doster, "eşit yurttaşlığı" Liberallerin ve Dem Parti'nin savunduğunu belirtti.
Milliyetçilik, Sevr ve Atatürk
Doster, milliyetçilerin Sevr'i unuttuğunu ve Sevr'in bir antlaşma değil, Türkleri emperyalizmin Orta Asya'ya sürülmesinin adı olan bir doktrin olduğunu söyledi. Emperyalizmi ağzına almadan milliyetçilik yapılamayacağını dile getiren Doster, Atatürk ile arasına mesafe koyanların ne daha Müslüman, ne daha mütedeyyin, ne daha milliyetçi, ne daha ülkücü, ne de daha devrimci, Marksist, sosyalist veya komünist olamayacaklarını vurguladı. Doster, "Ama Atatürkle Kuvayi Milliye ile araya mesafe koymak emperyalizmin iş birlikçisi yapar" diyerek sözlerini tamamladı.