GEÇ

Emin Varol

 

 

Avrupa Birliği-Türkiye tam üyelik müzakerelerinin askıya alınmasını içeren raporu Avrupa Parlamentosu, büyük bir oy çoğunluğu ile, kabul etti. Gerçekçi bir değerlendirme yapmak yerine kamuoyunu yanılmaya yönelik bir değerlendirme yapan AKP’li Cumhurbaşkanı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılmaz üzere ABD’ye giderken, “Avrupa Birliği (AB), Türkiye’den kopma gayreti içerisinde. Biz de değerlendirmelerimizi yaparız ve AB ile gerekirse yolları ayırabiliriz” dedi. AKP iktidarının ilk yıllarında, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin başlamasına karar veren AB, şimdi niçin tam üyelik müzakerelerinin kesilmesini istiyor? Bu soruya doğru bir yanıt vermek gerekir. AB’ye tam üye olabilmek için yerine getirilmesi gereken bazı koşullar var. Tam üyelik müzakereleri başlarken Türkiye bu koşulları yerine getireceğine güvence verdi. AB’nin değerlerini benimseyeceğimiz sözünü verdik. Bunun üzerine tam üyelik müzakereleri başladı. İnsan haklarına saygı, hukukun üstünlüğü, demokrasi, özgürlük AB’nin değerleridir. Amacı Türkiye’yi bir İslam devleti yapmak olan iktidarın bu değerleri benimsemesini beklemek boşunadır. Her şeyin bir kader meselesi olduğuna inanların insan haklarına saygı duyması beklenemez. Çünkü insanın başına gelenler ilahi irade tarafından belirlenmiştir. İnsanın uğradığı haksızlıkları ortadan kaldırmaya çalışmak ilahi iradeye karşı çıkmaktır.

Hukuku siyasetin sopası haline getirenlerden hukukun üstünlüğünü kabul etmelerini beklemek beyhudedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin verdiği kararlara uyulacağının anayasa maddesi haline getirilmiş olmasına karşın, iktidar buna uymamakta bir sakınca görmemiştir.

Ülkenin kaderinin bir adamın iki dudağı arasına bırakıldığı bir düzende demokrasiden söz etmek olanağı yoktur. Bir anlamda, demokrasi kolektif aklın kullanılması demektir. Kolektif akıl yerine bir kişinin aklını geçerli olmasının demokrasiyle bağdaşır bir yanı yoktur.

Özgürlük iktidarın değirmenine su taşıyanlar için geçerlidir. Muhalefetin özgürlük hakkı yoktur. Fikir iktidarın işine gelirse ifade edilebilir. Aksi taktirde hukuk çiğnenerek susturulursun. Devletin gücünü kullanarak hakkı ortadan kaldırmak zulümdür. Bu zulüm bugün iktidardadır.

Bu konumda olan bir ülkenin AB’ne tam üye olması söz konusu olabilir mi? Bunun gerçekleşmesi AB’nin bütün değerlerini inkar etmesi, varlığını oradan kaldırması demektir. AKP’li Cumhurbaşkanının “AB Türkiye’den kopma gayreti içerisinde” ifadesi gerçeği yansıtmamaktadır. AB ile olan kopukluğu biz hazırladık. AB tam üye olmamız halinde Türkiye’yi bir İslam devleti haline getirmek olanakları ortadan kalkacağı için, AB üye olamayışımız iktidarında işine gelmektedir. AB bir uygarlık projesi olduğunu AKP’li Cumhurbaşkanı söylemişti. Bu ifadeye göre, AB’den uzaklaşmak uygarlıktan uzaklaşmak demektir. Bu gidişi durdurmak gerekir.