GÖRÜNÜŞ

Emin Varol

 

Aydınlanma Devrimi karşıtlığı, her geçen gün amacına doğru, süratle yol alıyor. Malatya İnönü Üniversitesi'nde yapımı tamamlanan İlahiyat Cami Kütüphanesi ve Cami'inin açılış törenine katılan Diyanet İşleri Başkanı yaptığı konuşmada "40 yıl camisiz üniversiteler oldu bu memlekette. Bugün elhamdülillah bütün üniversitelerimizde işte bu güzel cami gibi camilerimiz yükseliyor, çoğu tamamlandı. 30 civarında üniversitemizde tamamlanmak üzere camilerimiz var" dedi. Üniversiteleri medrese gibi algılayanlar üniversitelerde cami olmayışını bir eksiklik olarak değerlendirebilirler. Dünyaya din penceresinden bakanların bu değerlendirmeleri normaldir. Fakat dünyaya hayatın gerçekleri, akıl ve bilim penceresinden bakanların yaşadıkları ülkelerde böyle bir garabet yoktur.

Üniversiteler düşünen, araştıran, şüphelenen, aklı ve bilimi kullanarak karar veren nesillerin yetiştirildiği bilim yuvalarıdır. Bütün çalışmalarını bu doğrultuda sürdürür. Üniversitenin felsefesiyle dinin felsefesi örtüşmez. Üniversite düşünmeyi, araştırmayı ve şüphelenmeyi esas alır. Halbuki din bu esasları tabu kabul eder. Dinde esas teslim olmaktır, gerçeği araştırmak, gerçeği bulmak için düşünmek ve şüphelenmek imansızlığın tezahürüdür. Üniversitelerin dayandığı esasları din ret eder. Onun için üniversitelerde caminin bulunmayışını bir eksiklik olarak görmek doğru bir değerlendirme değildir.

Siyasi İslam'ı egemen kılmak amacında olan AKP iktidarı üniversiteleri medreseye çevirmek için gereğini yapmaktadır. Siyasi İslam'ı egemen kılmak için, Milli Eğitim Müfredatı bilimsel olmaktan çıkarılıp dinselliğe dönüştürüldü. İhtiyacın çok üstünde İmam Hatip Okulları açıldı. Devlet tarikat ve cemaatlerin işgali altına sokuldu. Açılan sayısız Kuran Kurslarında çocuk yaştakilerin şartlandırılması bütün hızıyla devam ediyor. Bütün davranışlarda ve eylemlerde din referans alındı, alınıyor. Aydınlanma Devrimiyle çıktığımız uygarlaşma yolundan, geriye dönüş bütün hızıyla devam ediyor. Mütedeyyin olmak başka bir şey dinci olmak başka bir şey. Dinci akım ülkeyi hızla karanlığa sürüklüyor. Buna engel olmak ibadettir.

Demokrasiyi güçlendirmek vaadiyle iktidara gelen AKP var olan demokrasiyi de rafa kaldırdı. Ülke sorunları hakkında fikir beyan etmek hem demokratik hem de anayasal bir haktır. Ömrünü Deniz Kuvvetlerinde ülkeye hizmetle geçiren 103 amiralin, Montrö Anlaşmasının önemini vurgulayan ve dinciliğin Silahlı Kuvvetlerdeki yapılanmasına dikkati çeken bildirisini, darbecilik olarak değerlendirmek, demokratik anlayıştan yoksunluğun bir kanıtı olmuştur. Dinci AKP kadrolarının bildiriye karşı çıkışları Montrö'nün önemine yapılan vurgu değildir. İtiraz, ordudaki dinci yapılanmaya karşı çıkışa yapılmıştır. Bu bildiri demokratik ve anayasal bir hakkın kullanılmasıdır. Dinci kadroların hezeyanı sürüklenmekte olduğumuz Ortaçağ karanlığının bir kanıtıdır.