İnanç, kültür ve yaşam tarzını belirleyen en önemli faktördür. İslam dininin insana verdiği değeri Kuran’dan öğreniyoruz. Zâriyâ
Bu insanın ancak Allah’a ibadet için yaratıldığını ifade ediyor.
Müddessir Süresi ayet 31 “İşte Allah böylece, dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğini doğru yola eriştirir.”
Bu ifadeye göre; sapıklıkta kalmak veya doğru yola erişmek, insanın elinde değildir. Bu Allah’ın taktiridir.
Yûnus Suresi ayet 61 “Ne zaman sen bir işte bulunsan, ne zaman Kur’an’dan bir şey okusan ve siz ne zaman bir iş yaparsanız, o işe daldığınız zaman biz mutlaka üstünüzde şahidizdir. Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden uzak (ve gizli) kalmaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü yoktur ki apaçık kitapta (levh-i mahfuzda) bulunmasın.”
Yapılan veya yapılacak olan bütün işler belirlenmiş ve levh-i mahfuzda kaydedilmiştir. Bunlar değiştirilemez.
Hadid Suresi ayet 22 “Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır.”
Musibetler yaratılmadan önce, bir kitapta yazılmışlardır. İnsanın kaderi bellidir, değiştirilemez.
Bu ifadeleri alt alta topladığınız zaman; sonuç insan Allah’a ibadet etmek için yaratılmıştır, başına gelecekler belirlenmiş adeta programlanmış bir robottur. İnsanı böyle değerlendirdiğinizde, insan haklarına gereken önemi vermezsiniz ve bunun bedelini de ağır ödersiniz. İnsana verilen değer inancın bir ürünüdür.
İnsan haklarına riayet insana verilen değerin ölçütüdür. Özel hayatın gizliliği ve insan onurunun dokunulmazlığı insan hakları kapsamındadır. İnsani değerlerin ön planda olduğu toplumlar uygar toplumlardır. Bu toplumlarda, özel hayatın gizliliği ve insan onurunun dokunulmazlığı esastır. İnsanı üstün değer kabul eden bir inancın sonucu budur.
Yaşadığımız olaylar bizim bu anlayıştan ne kadar uzak olduğumuzu, bize yaşatarak öğretiyor. Basın özgürlüğü adı altında bir yargısız infaz uygulanıyor. Yargı kararı olmadan insanlar suçlu olarak kamuoyuna ifşa ediliyor. Özel hayatın en mahrem yönleri açıkça gazete sayfalarında ve televizyon ekranlarında, boy boy yer alıyor. Kamuoyu tarafından tanınmış birçok isme itibar suikastı yapılıyor. Yargı kararı olmaksızın hiçbir insan suçlu kabul edilemez ilkesi yerle bir ediliyor. Soruşturmaların gizliliği sadece kağıt üstünde kaldı. İnsanların onurlarını çiğnemek hiçbir kimsenin ve hiçbir kurumun hakkı değildir. Bir kimsenin özel hayatı kamuoyunu ilgilendirmez. Özel hayatında yasa dışı davranışta bulunanların yakasına devlet yapışır ve gereğini yapar. Bütün bu süreç gizlilik içinde yürütülür. Onur cellatları tarafından suçlu oldukları ilan edilenlerin yargılama sonunda aklanmaları halinde, uğradıkları haksızlık nasıl tanzim edilir? Hukukun üstünlüğü geleceğimizin güvencesidir.
25.Aralık.2025
Pendik
Emin Varol