RTÜK

Emin Varol

 

 

Tek adam veya otoriter yönetimlerin keyfi uygulamalarının yaratacağı olumsuzlukları önlemek için iktidar gücünün yasama, yürütme ve yargıya bölünerek kullanılması gerekir. Devlet bu üç organdan oluşur. Bunlar birbirlerini denetleyerek ve dengeleyerek görevlerini yerine getirir. Bu güçler ayrılığı demokratik yönetimin omurgasıdır. Devlet gücünün üç ayrı organ tarafından kullanılmış olması, Nazizm ve Faşizmde olduğu gibi, özgürlüklerin ve insan haklarının korunmasında yeterli olmadığı görülmüştür. Bundan dolayı iktidarı denetleyecek, halkın görüşlerini ve çözüm önerilerini iktidara ulaştırabilecek, kısacası halkın yönetime katkı sağlamasını oluşturabilecek dördüncü bir güce ihtiyaç vardır. İşte bu dördüncü güç basındır. Basının kamuoyu oluşturmada çok etkin bir rolü vardır ve bundan dolayı iktidarı denetleme özelliğine sahiptir. Demokrasi halk yönetimi demektir. Sorunların çözümüne halkın katkı sağlaması demokrasinin olmazsa olmazıdır. Halk bunu, başta basın olmak kaydıyla, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarıyla yapar. Böylece ortak akıl devreye girerek sorunlara en sağlıklı çözüm bulunur. Ülkenin gelişmesinin ve sağlıklı demokratik yönetimin oluşması sağlanır. Gelişmiş ülkelerde sağlıklı bir demokratik yönetimin bulunmuş olması bir tesadüf değildir. Önce demokratik yönetim sonra gelişme gelmiştir. Demokratik yönetimin oluşmasında basının başat bir rolü vardır. Bunun için basın özgürlüğü sağlıklı bir demokrasinin olmazsa olmazıdır.

Fakat basın anti demokratik uygulamaları meşrulaştıran ve kolaylaştıran bir işlevi de yerine getirebilmektedir. Basının kamuoyunu iktidarın istediği biçimde şekillendirmesi, iktidarın uşaklığını yapması ülkemizde sık rastlanan bir olgudur. Dolaysıyla basın kimin elinde olduğuna bağlı olarak bir yandan özgürlüklere, demokrasiye ve kamu yararına işlevleri yerine getirmeye hizmet ederken diğer yandan iktidarın propaganda aracı olarak halkı yanıltma, aldatma ve gerçekleri örtme işlevi de görebilir. Basının dördüncü kuvvet olarak görevini yapabilmesi için özgür olması kaçınılmazdır. Son gelişmeler basın özgürlüğünün iktidarın uşaklığını yapanlar için söz konusu olabileceğini göstermektedir. Yandaş basın özgürdür. Fakat gerçek basın için özgürlük söz konusu değildir. İktidar devlet gücünü kullanarak basına kendi istediği biçimi verme gayreti içindedir.

Amacı radyo ve televizyon kanallarını denetleyerek bu anlamda oluşabilecek haksız rekabeti önlemek olan Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) kamu hizmeti gören bir devlet kuruluşu olması gerekirken, iktidarın sopası haline gelmiştir. RTÜK yönetiminin büyük bir çoğunluğu iktidar yanlısı olduğu için bu kamu kurumunu amacından uzaklaştırıp iktidar uşaklığına soyundurmuşlardır. Bunlar saraydan aldığı direktifler doğrultusunda hareket ediyorlarsa, saray büyük bir gaflet içindedir. Televizyonlara yağdırılan cezalar iktidara oy kazandıracak değildir. Haksızlık hiçbir zaman prim yapmaz. RTÜK yönetimi bu uygulamaları sarayın hoşuna gider diye yapıyorsa, bu sarayın altını oyar. Ne demişler "Havlamasını bilmeyen köpek sürüyü kurda kaptırır".

 

 

 

                                                                                                          02.Temmuz.2020

                                                                                                                    Çınarlı