SAPTIRMA

Emin Varol

Saptırma

 

Covit-19 salgınını önlemek amacı ile alınan önlemlerin ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla başlatılan "Biz bize yeteriz Türkiye'm" dayanışma kampanyası, sosyal devlet anlayışıyla uyumlu olmadığı gerekçesiyle, bazı kesimler tarafından, eleştirildi. Bu eleştirilere yanıt veren AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Covit-19 tedbirlerini açıkladığı konuşmasında;

"Kurtuluş Savaşı başlarken Gazi Mustafa Kemal Atatürk Tekalif-i Milliye 10 maddelik bir emir yayınlamıştır. Burada savaşta ihtiyaç duyulan hemen her malzemenin belirli bir oranı talep edilmiştir. Milletimiz bu dayanışma çağrısına gönüllükle iştirak ederek kendisinin ve evlatlarının geleceği için varını yoğunu vermekten çekinmemiştir" ifadesini kullandı.

Teşbihte (benzetmede) hata olmaz ama böylede teşbih olmaz. Tekalif-i Milliye tamimi Kurtuluş Savaşı başlarken değil, Sakarya Savaşı başlamadan yayınlanmıştır. İhtiyaç duyulan malzemeler, parası sonradan ödenmek kaydıyla, talep edilmiştir. Sakarya Savaşı bir milletin var veya yok oluşunu belirleyecek önemde bir savaştır. Bu savaşın başarıya ulaşması bugünkü varlığımızın nedenidir.böylesine önemli bir savaşta bile milletten bağış istenmemiştir. Libya Savaşı, peşinden Balkan Harbi, ardından Birinci Dünya Savaşı, ülkenin maddi ve manevi kaynaklarını tüketmiş "Millet fakr-u zaruret içinde harap ve bitap düşmüştür." Bu koşullar altında, o zaman alınan önlemlerle, bugün bir salgın hastalığa karşı alınan önlemleri kıyaslamanın hiçbir mantıklı yönü yoktur.

Başlatılan "Biz bize yeteriz Türkiye'm" dayanışma kampanyası, bugün içinde bulunduğumuz ekonomik zorlukların zorlamasıdır ve yerinde bir girişimdir. Ancak kampanyanın adının günümüz koşullarına uygun olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu salgın tüm dünyayı etkisi altına almıştır. Uluslar arası güçlü bir dayanışmaya, salgını önlemek için, gereksinim vardır. Biz bize yeteriz diyerek kendimizi diğer uluslardan izole etmek anlamına gelen bir ifadenin kullanılmış olması mantıksızdır. Üstelik bu ifade gerçeği de yansıtmamaktadır. Bu salgınla mücadelede biz bize yetmeyiz. Daha şimdiden Çin'den ilaç ve tıbbi malzeme almış olmamız bunun bir kanıtıdır.

Yapılan anormalliklerden biride CHP'li belediyelerin İstanbul, Ankara ve İzmir'de başlatmış oldukları yardım kampanyalarının "devletin içinde devlet olmaz" gibi ucube bir değerlendirmeyle engellenmiş olmasıdır. Devletin başlattığı kampanya ile belediyelerin başlattığı kampanyalar aynı maksada hizmet edecekti. Böylece hizmet daha yaygınlaşacaktı. Bunu önünü kesmenin tek nedeni, belediyelerin kampanyalarının başarılı olmasının belediyelere sağlayacağı siyasi desteğe engel olmaktır. Felaketlerden bile siyasi çıkar sağlamağa çalışan bu zihniyet, siyasi çıkarını milletin yararına tercih etmiştir. Kabul edilemez.

"Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için" ilkesini benimsemek birlik ve beraberliğimizin çimentosu geleceğimizin güvencesi olacaktır. Ulusal yararları ön planda tutarak sergileyeceğimiz dayanışmayla üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur.