Sarıyer Edebiyat Günleri

YUNUS EMRE YÜCEBAŞ

Her sene düzenlenen Sarıyer Edebiyat Günleri’nin 12. defa yapılanı dün akşam itibariyle geride kaldı. Fuarın düzenlendiği semt olan Kireçtepe, İstanbul’un ters bölgelerinden birisi olarak düşünülebilirdi. Her ne kadar işbu kısım, Sarıyer Merkez’in gerisinde olup Zekeriyaköy, Kilyos gibi çok daha yukarılarda kalan bölgelere göre daha aşağılarda olsa da yine de stratejik avantajı çok fazla olan bir lokasyon sayılmazdı. Nitekim özellikle şahsi aracı olmayanlar için ulaşım seçenekleri bir hayli sınırlıydı. İlçe dışından gelmenin yegane yolu Beşiktaş Peronlar’dan 40 B hattına binmek idi. Öte yandan fuar, Haydar Aliyev Parkı’nda yapılıyordu. Adını, 20. Yüzyıl’ın Azerbaycan Cumhurbaşkanı olan Haydar Aliyev’den alan parkın, tam orta kısmında ise eski bu politikacının kocaman bir heykeli yer alıyordu.

     Bazı basın organlarında 33 yayınevinin fuarda olduğu söylense de gerçekte bu rakam 29 olmaktaydı. Bunlar, genellikle makro ölçekte yayınevleri olmakla beraber Puslu gibi nispeten daha az bilindik bazı yayıncılar da vardı fuarda. Bu arada, İstanbul Tüyap Kitap Fuarı hariç başka bir fuara katılmayan Remzi Kitabevi’nin, sayfasında, aynı zamanda kendi yazarları olan Atilla Dorsay’ın bu etkinliğe dair imza günü görseli paylaşması enteresan bir portre olmuştu. Remzi, bu tür etkinliklere bile iştirak etmiyordu nitekim. Etkinliğin ilk günkü iki konuşmacısı Romancı Ahmet Ümit ile Gazeteci-Yazar Özlem Gürses olmuştu. Ahmet Ümit, genç ve yeni yazarlara önem verilmesi gerektiğini tekrar vurguluyordu. Özlem Gürses’in konuşması ise Hypatia, Marie Cürie gibi birçok filozof ve bilimciden söz açıyor, konuyu kadın meselesine bağlıyordu. Her iki konuşmacının da yüksek oranda dinleyicisi mevcuttu. Öte yanda Ahmet Ümit, söyleşi sonrası, bu çevreye yakın olanlar için artık rutin olduğu üzere yine tren misali uzun olan bir kuyruğun tecelli etmesine vesile olmuştu.

     Boğaz manzarası olan bir muhit olduğu için, özellikle havaların erkenden ısınmaya başladığı şu günlerde denizi ve boğaz köprüsünü tam karşıdan gören böyle bir lokasyonda, yayınevlerine dair stantlar açmak oldukça güzel bir kombinasyon oluşturmuştu. Gerek yazarlar gerek kitapseverler gerek stand personelleri açısından dinlendirici bir atmosferdi bu. Sarıyer Belediyesi, fuara iştirak eden yazarlara özel kutulu kalem hediye etmişti. Bununla beraber fuar ortamında bulunan her yazara ücretsiz çay ve Türk Kahvesi ikram ediliyordu. Belediye başkanı Mustafa Oktay Aksu, standlarımızı geziyordu. Belediye başkanının bu ilgisi, Eski Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı’nın kitap fuarlarına olan ilgisini akla getiriyordu. O da, böyle ilgili bir şekilde fuar alanlarını gezer ve standlar etrafında arz-ı endam ederdi. Yanı başımda duran Yazar İsmet Kaymak ile epey muhabbet ettiler. Daha sonra bulunduğum standa gelen başkan ve beraberindekiler (çok zaman olduğu gibi) fuarda imzayı dümdüz atmama takıldılar. Sayın Mustafa Oktay Aksu, espri ile karışık bir şekilde, ‘’Yazmayı bırak, hattat ol!’’ yorumunu yapmıştı. Kendisi ve ekibine nezaketleri için özellikle teşekkür etmek isterim. Nitekim, İstanbul’daki ilçeler içinde bireysel yazarlara karşı en nazik davranan fuarlardan birisi olmuştu Sarıyer Edebiyat Günleri. Velev ki belki de en naziği!... Temennimiz o ki, Üsküdar Belediyesi gibi bazı yerler de Sarıyer Belediyesi’ni örnek alır ve fuarlarında, kurum çatısı altında olmayan bireysel yazarları ağırlarlar bu şekilde.