Sürtük

Emin Varol

 

Anayasanın 103. Maddesine göre yemin eden Cumhurbaşkanı "Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusun ve şerefim üzerine andiçerim" der. Anayasanın 104. Maddesi; "Cumhurbaşkanı, Devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder" der.

Cumhurbaşkanının anayasal sınırlar dışına çıkması meşruiyetini ortadan kaldırır ve Cumhurbaşkanını makamını işgal eden bir konuma getirir. Anayasaya göre; Türk Milletinin birliğini temsil eden Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumakla yükümlüdür.

AKP'li Cumhurbaşkanı 1.Haziran'da yaptığı gurup konuşmasında, Gezi olaylarına katılanlar için, "Düşünün Dolmabahçe Bezmialem Valide Sultan Camiinin içinde bu eşkıyalar, bu teröristler bira şişeleriyle, bira kutularıyla adeta camiye pislemişti. Bunlar böyle çürük, bunlar sürtük" dedi. Bu mabede bira şişeleriyle girilip içki içildiği tam bir iftiradır. Bunun doğru olmadığını mabedin müezzini "Ben Müslüman'ım yalan söyleyemem. Bira şişesi ve içki içen görmedim" diyerek kanıtlamıştır. Mabette içki içildiğini kanıtlayacak ne bir belge ve nede bir video kaydı mevcuttur. AKP'li Cumhurbaşkanı, Gezi olaylarına katılanlara iftira etmektedir. Türk Milletinin birliğini temsil eden AKP'li Cumhurbaşkanı milletin bir kısmına ağır hakaret etmektedir. Bu ifadeleri kullanan bir cumhurbaşkanının anayasayı çiğnediği ve dolaysıyla meşruiyetini yitirdiği aşikardır.

Gezi olayları; iktidara duyulan hoşnutsuzluğun, ifadesidir. Milletin bir kısmı demokratik haklarını kullanarak, barışçıl bir biçimde hoşnutsuzluklarını ifade etmek istemiştir. Fakat polisin orantısız güç kullanmış olması olaylara kan sürmüştür. Gezi olaylarına 80 ilde 11 milyon insan katılmıştır. Bu kadar geniş bir topluluğa "çürük", "sürtük" diyerek hakaret etmek kimsenin hakkı da değildir, haddi de değildir. Cumhurbaşkanlığı makamı ülkede sorun haline gelmiştir.

Tek Adam Rejiminde ülkenin durumundan birinci derecede Cumhurbaşkanı sorumludur. Bu ülkede 11 milyon çürük ve sürtük varsa, bu Cumhurbaşkanının basiretsizliğinin ve liyakatsizliğinin bir kanıdır. Bu 11 milyon yetişkin insan, ülkedeki, Gezi olaylarına katılabilecek konumda olan, yetişkinlerin en az yüzde 25'ini oluşturmaktadır. Çürüğün ve sürtüğün böylesine bol olduğu bir toplum yozlaşmıştır. AKP iktidarı 20 yıllık zaman içinde toplumu yozlaştırma başarısını göstermiştir. AKP'li Cumhurbaşkanının ifadesinden bu anlaşılmaktadır. Çürüğün ve sürtüğün böylesine bol olduğu bir millette cumhurbaşkanına cumhurbaşkanı değil patron denir.