Tanı

Emin Varol

 

Birlikte yaşamak, aynı yazgıyı paylaşmak ve geleceği beraber inşa etmek iradesini gösteren yurttaşlardan oluşan ulus, ulus devlettir. Ulus devletler, yapıları gereği, emperyalist karşıtıdırlar. Emperyalizmin amacına ulaşmak için, ulus devlet bilincini yok etmenin peşindedir. Bu bilinç, ulus bütünlüğünün çimentosudur. Bu bilincin yok edilmesiyle ulusun birliği ve ülkenin bütünlüğü ortadan kalkar ve ulus emperyalizme yem olur. Ulus devletin bir çatı kimliği vardır ve bu herkesi kapsar. Bu çatı kimliğinin birleştirici ve bütünleştirici özelliğini etkisizleştirmek için, emperyalistler, etnik ve inanç kimliği gibi, alt kimlikleri ön plana çıkarırlar. Emperyalistler, kültürel farklılıkların ayrıştırıcı etkisinden yararlanarak, ülkeyi böl ve yönet konumuna getirirler. Bu siyaset yıllarca ülkemizde tezgahlandı. Tarikatlar, cemaatler ve PKK terör örgütü hepsi bu siyasetin ürünüdür. Tarikatlar ve cemaatler, Türk çatı kimliğinin yerine, inanç kimliğini, PKK terör örgütü de, Türk çatı kimliğinin yerine, Kürt etnik kimliğini kullanmanın peşinde. Bu doğrultuda PKK Kürt sorunu diye bir sorun üretti. Gerçekte Türkiye’de Kürt sorunu değil, terör sorunu vardır.

Ülkede iki sorun yaşıyoruz. Biri terör sorunu diğeri ise demokrasi sorunudur. Demokrasi sorununun çözümü terör sorununun çözümüne büyük katkı sağlayacaktır. Onun içindir ki öncelikle demokrasi sorununun çözümüne odaklanmalıyız. Günün iktidarı demokrasi sorununun çözümü yerine, terör sorununun çözümüne odaklanmış görünüyor. Büyük Millet Meclisinin çatısı altında, terörist başı için “yaşa başkan Apo” çığlıkları atılırken bu sorun nasıl çözülür? Bu sorunun çözülmesi için kurulan komisyonun olumlu bir sonuca ulaşma şansı az görülüyor.

Sorunların çözümü Cumhuriyetin demokrasi ile taçlandırılmasıdır. Usulüne uygun seçim yapılması demokrasi için gereklidir, fakat yeterli değildir. Hukukun üstünlüğü, özgülük, eşitlik demokrasinin olmazsa olmazıdır. iktidar yaptıklarıyla demokrasiden her geçen gün daha da uzaklaşmaktadır. Adalet sadece bir kelime olarak vardır. Bir çok insan, siyasi nedenlerle, haksız olarak demir parmaklıklar arkasında çile çekiyor. Aylarca iddianamesi hazırlanmayan tutuklular, hiçbir vicdanın kabul edemeyeceği tarzda hapiste tutuluyor. Yarın yapılacak yargılama sonunda bu insanlar beraat ederse bu yapılanlar nasıl tazmin edilecek? Bu insanların tutuksuz yargılanmaları gerekirken tutuklu yargılanmış olmaları bir intikam alma uygulamasıdır. Yurttaşların, egemenlik hakkını kullanarak seçmiş olduklarını, siyasi nedenlerle görevden alıp demir parmaklıkların arkasına koymak egemenlik hakkını çiğnemektir. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözü sadece meclisin duvarında bir yazı olarak kalmıştır. Hırsı aklının önünde olanların ne kendilerine nede ulusa bir yararı olmaz. Onun için bu iktidarın bir an evvel değişmesi gerekir.

Sorunların çözümüne giden yol ulus olma bilincinin egemenliğinden geçer.

 

                                                                                                                      15.Ekim.2025   

                                                                                                                            Pendik

                                                                                                                         Emin Varol