Eğitimin Kalbi Cumhuriyetle Atmalı: Eğitim-İş Erzincan Temsilci Başkanı Deniz Ergün’den Net Mesajlar
Liyakat eksikliği, öğretmenlerin itibarsızlaştırılması, baskı yoluyla sendikalaşma ve laik eğitim anlayışına yönelik tehditleri gündeme taşıyan Ergün, sendikalarının temelini Atatürk ilke ve devrimlerinin oluşturduğunu vurguladı.
“Sendika güçsüzün sesi, öğretmenin güvencesi olmalıdır”
Eğitim-İş’in hak mücadelesi için var olduğunu belirten Ergün, “Biz sendikacılığı koltuk pazarlığı değil, emekçinin hakkını koruma mücadelesi olarak görüyoruz. Cumhuriyet değerlerinden asla taviz vermeyiz” ifadelerini kullandı.
“Sendikacılık, ideolojik körlükle değil, vicdan ve adaletle yapılır”
Sendikal mücadelenin tarafsız ve ilkesel olması gerektiğini vurgulayan Ergün, “Biz bir partinin değil, Cumhuriyet’in sendikasıyız. Gerektiğinde iktidarı da muhalefeti de eleştiriyoruz. Çünkü bizim tarafımız öğretmen, emekçi ve halktır” dedi.
“Cumhuriyet devrimleri bizim yol haritamızdır”
Sendikanın Tüzük programında Cumhuriyet devrimlerinin açıkça rehber olarak gösterildiğini belirten Ergün, “Eşitlik, adalet, özgürlük ve çağdaşlık gibi evrensel değerleri eğitim sistemine entegre etmeyi amaçlıyoruz. Atatürk’ün devrimcilik ilkesi bizim gelişim vizyonumuzdur. Devrimler bitmedi; sürüyor ve sürecek” diye konuştu.
“Bilimsel, laik ve çağdaş eğitim bizim kırmızı çizgimizdir”
Eğitimdeki gerilemeye dikkat çeken Ergün, dini vakıf ve derneklerin eğitim sistemine müdahale etmesini sert şekilde eleştirdi. “Hiçbir dini yapılanma, devlet okullarının işleyişine karışmamalıdır. Bilimsel, laik ve çağdaş eğitimin yılmaz savunucusuyuz” dedi.
“Yeni atanan öğretmenler baskı altında sendikalara üye yapılıyor”
Ergün, özellikle yeni atanan öğretmenlerin siyasi baskı altında hükümete yakın sendikalara yönlendirildiğini belirtti. “Bu yıl Erzincan’da göreve başlayan 909 öğretmenin tamamı baskı yoluyla aynı sendikaya yönlendirildi. Bu bir tercih değil, dayatmadır. Sendikal özgürlüğe açık bir tehdittir” diye konuştu.
“Öğretmen Artık Karar Alamıyor; Baskı, Şikâyet ve Şiddetle Karşı Karşıya”
Ergün, öğretmenlerin sınıf içindeki otoritelerinin her geçen gün daha fazla zedelendiğine dikkat çekti. Öğrenciye hak ettiği notu veren ya da disiplin uygulayan öğretmenlerin veliler tarafından ya doğrudan CİMER’e ya da okul yönetimlerine şikayet edildiğini söyledi.
“Bu durum öğretmenin karar alma yetkisini zayıflatıyor. Öğretmen artık sınıf içinde sağlıklı bir disiplin kurmaya çalıştığında bile baskı görüyor. Hakkını savunmaya kalktığında yalnız kalıyor, psikolojik olarak yıpranıyor” dedi.
Ergün, öğretmenlerin yalnızca şikayetle değil, artan sözlü ve fiziksel şiddetle de karşı karşıya kaldığını belirtti.
“Öğretmenin karar alma yetkisi eğitimin omurgasıdır. Eğer bu omurga kırılırsa geriye eğitim değil, kaos kalır. Öğretmen sürekli savunma vermek zorunda kalıyorsa, kaliteli eğitim mümkün olmaz. Öğretmen korkuyla değil, güvenle görevini yapmalıdır” ifadelerini kullandı.
“Liyakatsizlik eğitimin her katmanını çürütüyor”
Ergün, liyakat ilkesinden uzaklaşmanın tüm eğitim yapısını çökerttiğini belirterek, “Yetersiz kişilerin yönetici pozisyonlarına getirilmesi öğretmeni, öğrenciyi ve veliyi mağdur ediyor. Veliler sistemin adaletsizliğine tepki gösteriyor. Adalet ve liyakat çökerse, eğitim sistemi de çöker” dedi.
“Öğretmen güvende değil; şiddet ve baskı artıyor”
Öğretmenlerin sadece mesleki değil, fiziksel güvenliğinin de tehdit altında olduğunu vurgulayan Ergün, “Öğretmene yönelik şiddet her geçen gün artıyor ancak onu koruyacak etkin bir sistem yok. Değersizleştirilen öğretmenle kaliteli eğitim beklemek hayaldir” diye konuştu…
Haber/ Hasan Ali ÇÖLÜK
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.