Grup, "NATO'dan Çıkalım", "AB-D'yi Kovalım" sloganlarıyla bir araya gelerek, ülkede "kanlı planlar hazırlanmasına son verilmesini" talep ediyor. Eylemciler, tüm halkı davet ettikleri basın açıklamasında tepkilerini şu şekilde ifade ettiler.
''Türkiye’nin çile içindeki saygıdeğer halkına
Dayanmanın son haddi aşıldı
Bıçak, kemiği delip geçti
Çağrımız, artık yaşanan rezilliklere dayanamayanların sesidir. Bu ses, Türkiye emekçilerinin ve aydın gençliğinin ortak çığlığıdır. Hem ülkemiz, hem bölgemiz yeni kanlı çarpışmalara sahne olmak üzeredir.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte emperyalizmin saldırganlıklarına karşı bir denge unsuru ortadan kalktı. Bu “Büyük Geri Sıçrama”nın ardından milyonlarca insan savaşlarda katledildi. ABD ve AB emperyalistleri yeni kanlı çarpışmalar planlıyorlar. Bu iki emperyalist merkezin askeri aygıtı olan NATO, Türkiye’deki işbirlikçileri eliyle çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor ve suçlarına yeni ortaklar arıyor.
Bu hafta, İTÜ’nün Tuzla’da bulunan Denizcilik Fakültesi’nde İTÜ – NATO işbirliğiyle yapılan, “Innovation Continuum” başlığı ile yapılan seminer silsilesinin son halkası, bu çalışmaların bir parçasıdır. İnsanlığa bilgi üretmesi gereken kurumlar, emperyalizmin baskı, işgal ve sömürü politikaları için kullanılıyor. Ne utanılası bir durum.'
İTÜ’ye atanmış yönetimin tutumu “evlere şenlik”. Tarihin en acımasız katliamını yapan İsrail’in sözde “savunma hakkı”na saygıda kusur etmeyen ve parmağını bile kıpırdatmayan NATO’ya ev sahipliği yaparak, ardından Filistin duyarlılığı konusunda mangalda kül bırakılmaması da komedidir. Kendilerine hatırlatırız: üniversiteler, NATO’nun çiftliği değil, halkın ihtiyaçlara çözüm üretme alanlarıdır.
Türkiye’de herhangi bir kurumun NATO’dan öğreneceği ne olabilir? Ancak savaşın propagandasını, dezenformasyonu ve düşünsel teslimiyeti. Bu, halkı zihinsel olarak silahsızlandırma çabasıdır. Tarih, bunun örnekleriyle doludur.
NATO, Türkiye’yi kendilerine ait bir çiftlik olarak görüp, Aydın Gençliğimizi kendilerine bu çiftlikte hizmet eden uşaklar halinde çalıştırmaya devam etmek istiyor. Gençlik NATO’nun planları doğrultusunda “23 centlik” asker olsun, onların çıkarına silah üretsin ve ölsün.
Buna devam edebilecekler mi?
Kuşkusuz hayır. Aydın Gençliğin alınyazısında kıt kanaat geçinen memur olmak ya da yurtdışında emperyalistlerin “kalifiye elemanı” olmak, bulunan tek yol değildir. Tarihe “Jön Türkler” hareketi olarak adını kazıma onurunu sağlamış gençliğimiz, kendisine biçilen bu yolun dışında, NATO benzeri suç örgütlerinin siyasi ve ekonomik varlığını sona erdirecek kudrete sahiptir. Aydın Gençliğimiz, işçi sınıfımızla el ele bağımsızlık ve eşitlik mücadelesinin parçası olabilir.
Aydın Gençliğimizin bu mücadelesi önünde zorluklar var mıdır? Evet vardır. Türkiye’de yerli işbirlikçiler, NATO’ya hizmet için yarışa girmişlerdir. Birinci Kurtuluş Savaşımızın önderi Gazi Mustafa Kemal’in mücadelesini kavrayamayanlar ve biçimce onu benimser görünenler ise NATO’nun dengeleyici unsur olabileceği gafletindeler.''ifadesi yer aldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.