• BIST 10125.46
  • Altın 2997.875
  • Dolar 34.8702
  • Euro 36.7728
  • İstanbul 7 °C
  • Ankara 4 °C

Ahlak 

Emin Varol

 

 

Siyaset toplumsal sorunları çözmek amacıyla yapılan saygın bir iştir. Siyaset kişisel çıkar sağlamak amacıyla yapılmaz. Bu siyasetin doğasına aykırıdır. Siyasetçi toplumsal sorunları nasıl çözüme kavuşturacağını planlar ve bunu halkın onayına sunarak, çözüm için, yetki ister. Siyasetçi, toplumsal sorunları çözmek üzere aldığı yetkiyi başka amaçla kullanamaz. Bu yetkiyi kişisel çıkar sağlamak veya başka bir amaçla kullanırsa, bu halkı aldatmak olur. Bunun adı da ahlaksızlıktır ve suç teşkil etmesi gerekir.

Bir dolandırıcı ne yapar? Bir takım vaatlerde bulunarak insanları kandırır ve çıkar sağlar. Bu davranış suçtur ve cezayı bir müeyyideyi gerektirir. Siyasetçinin birtakım vaatlerde bulunarak halktan yetki istemesi, yetkiyi aldıktan sonra, toplumsal sorunlara çözüm üreteceği yerde, yetkisini kişisel çıkar sağlamak veya başka bir amaç doğrultusunda kullanması siyasi dolandırıcılıktır. Bu siyasi dolandırıcılıkla sıradan bir dolandırıcılık arasında fark, sıradan dolandırıcılıktan kişisel zarar oluşur, siyasi dolandırıcılıktan toplumsal zarar oluşur. Siyasi dolandırıcılık daha geniş kesimleri kapsadığı için sıradan dolandırıcılıktan daha ağır bir suç teşkil eder. Günlük yaşamımızda siyasi dolandırıcılık sıradan bir işmiş gibi kabul görmektedir. Buda siyasetin yozlaşmasına, siyasi ahlaksızlığın yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Bu olumsuz gidişin önüne bir an evvel geçilmesi ve siyasetin bir ahlak zeminine oturtulması gerekir. Siyasetin işlevini sağlıklı bir biçimde yerine getirmesi bu ahlak zeminin sağlamlığına bağlıdır.

Yerine getirilemeyecek uçuk vaatlerde bulunulmasının yasaklanması bunu yapıp siyasi dolandırıcılık yapanların siyasetten el çektirilmesi için yasal zemin hazırlanması gerekir.

Halkı aldatanların el üstünde tutulması gibi bir garabet sergiliyoruz. Bu yanlışın bedelini ağır bir biçimde ödediğimizin ayırdında da değiliz. Siyasi ahlak çöküntüsü öyle bir düzeye ulaştı ki, devletin resmi kurumları halka doğruyu söylemiyor. Devletin resmi istatistik kurumu, (TÜİK) Mayıs ayı enflasyon oranını aylık bazda %3.37 yıllık bazda %75.4 olarak açıkladı. Bilim insanlarından oluşan Enflasyon Araştırma Gurubu (ENAG) ise enflasyonun geçen ay %5.66 arttığını, yıllıkta ise %120.66 ya ulaştığını açıkladı. Bunların hangisi doğru? ENAG’ın açıklaması doğru ise devletin resmi kurumu halkı aldatıyor. Asgari ücrete ve emekli maaşlarına yapılacak zam TÜİK’in verilerine göre belirlendiği için, bu ahlaksızlığın bedelini yoksullar ödemeye mahkum. ENAG yanlış bilgi veriyorsa devletin savcıları nerede? Niçin halka yanlış bilgi verdiği için yargı önüne çıkarılmıyor? ENAG’ın yargı önüne çıkarılmayışı verdiği bilgilerin doğrululuğunun kanıtıdır. Eğer ENAG yargı önüne çıkarılırsa, devletin resmi kurumu TÜİK’in halkı aldattığı yargı yoluyla tescillenmiş olur. Bu kokuşmuşluk artık yeter.

 

                                                                                                                      04.Haziran.2024    

                                                                                                                             Pendik

                                                                                                                          Emin Varol 

Bu yazı toplam 228 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Özgür İstanbul | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.