• BIST 11252.38
  • Altın 5785.903
  • Dolar 42.6172
  • Euro 49.9971
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 8 °C

Çağrı

Emin Varol

 

 

Yaşamak, ömür denen süreyi değerlendirmekle olur. Ömrünü sorunlarla boğuşarak geçiren insan yaşamış sayılmaz. Akıl sorun çözmek için kullanılmalıdır. Aklı sorun yaratmak için kullanmak ahmaklıktır. Ulusça, yıllardan beri, terör sorunuyla uğraşıyoruz. Bu sorunun ana gövdesini PKK oluşturuyor. Asıl amaçları bağımsız Kürdistan olan hainler, demokratik hakların arkasına sığınarak, yol almak gayreti içindeler. Bağımsız Kürdistan’ın kurulması halinde o bölgede yaşayacak olanların yaşam koşulları düzelecek mi? Daha rahat bir yaşamamı kavuşacaklar? Yoksa yaşam koşulları daha da mı ağırlaşacak? Kürdistan Kürtlere refah getirmeyecektir. Geçim sıkıntısı, yoksulluk, sağlık gibi, sayısız sorunlar katlanarak artacaktır. Bunu gören terörist başı sonunda terörün çıkmaz yol olduğunu anlamış görünüyor. Terörsüz Türkiye’yi hayata geçirmek için, TBMM’de, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu kuruldu. Ne yazık ki bu komisyon devleti terörist başını muhatap kabul edecek konuma getirdi. Türkiye Cumhuriyetini bu konuma getirmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Devlet bu kadar itibarsızlaştırılamaz. Bu hatanın faturasını, yapan siyasiler, sandıkta ödeyeceklerdir.

Terörü bitirmenin yolu ulusal bilinci yaygınlaştırmaktan geçer. Kurtuluş Savaşından sonra, Türkiye Cumhuriyeti bir ulus devlet olarak kuruldu. Bu devleti kuran irade “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir” diyerek ulus devletin temelini attı. Devlet halkın devletiydi. Halk, farklı ırklardan, farklı kültürlerden, farklı inançlardan oluşmuş bir kitleydi. Bu topraklarda yaşayan herkesin bir alt kimliği vardı. Bu alt kimlikleri taşıyanlar, bir bütün olarak, Türk Ulusunu oluşturdu ve Türk kimliği, bütün kimliklerin üstünde, bir çatı kimliği oldu. Türk kimliği ulusal bütünlüğün çimentosudur. Bu kimliği etkisizleştirmek için Türk kelimesini, anlamından kopararak, teröristler ve yandaşları, bir ırkın adı olarak değerlendirdiler. Türküm demekle Türk ırkın olmayı vurgulamanın ne tarihsel ve nede bilimsel bir dayanağı vardır. Bu topraklarda yaşayan 86 milyon içinden Türk ırkından gelen, başka ırktan olan insanlarla karışmamış, onların kültürlerinden etkilenmemiş kaç kişi bulunur? Türk kelimesini bir ırka indirgeyerek bütünleştirici yönünü etkisizleştirmeye çalışmak, bilinmeden yapılıyorsa cehalet, bilerek yapılıyorsa ihanettir.

Bu topraklar üzerinde yaşayan insanlarla birlikte yaşama, aynı yazgıyı paylaşma ve geleceği birlikte inşa etme iradesini gösteren herkes Türk’tür. Bu bilinç ulus olma bilincidir. Bu bilincin yaygınlaşması, sorunların çözümünün kaynağı ve geleceğimizin güvencesidir. “Ne mutlu Türküm diyene”, bu bilincin veciz bir ifadesidir. Terörsüz Türkiye’nin hayata geçirilmesi ulusal bilinci yaygınlaştırmaktan ve bu bilince işlerlik kazandırmaktan geçer. Terörist başı ve terörün siyasi uzantısı olan siyasi partiyle müzakere çıkmaz yoldur.


                                                                                                                                                                                                                                                                                        

Bu yazı toplam 11 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
  • Yurttaş21 Kasım 2025 Cuma 17:07
  • Durum08 Kasım 2025 Cumartesi 11:06
  • Basın30 Ekim 2025 Perşembe 15:04
  • Basın30 Ekim 2025 Perşembe 15:04
  • Tanı17 Ekim 2025 Cuma 11:16
  • Çelişki06 Ekim 2025 Pazartesi 10:20
  • IŞİD19 Eylül 2025 Cuma 11:35
  • Yargı08 Eylül 2025 Pazartesi 16:01
  • Zulüm23 Ağustos 2025 Cumartesi 15:08
  • Yanıltma14 Ağustos 2025 Perşembe 10:18
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Özgür İstanbul | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.