AKP, MHP, HÜDA-PAR VE Destici seçimlere hazırlanırken, Millet ittifakına “Erdoğan’ı yıkmak için hepsi bir araya geldi” söyleminde çok bulundu.
AKP, seçimlerde kendi argümanları ile en çok çelişen partilerden bir tanesi.
Altılı masayı sürekli eleştirdi. Bir de baktık ki kendi masası genişledikçe genişledi. Peki, masasını genişletirken, ittifaka dâhil ettiği siyasi partilerin seçmenleri bu konuda kendi liderlerine destek olurlar mı acaba?
Özellikle Recep Tayyip Erdoğan, sadece mevcut siyasi partiler ile değil, geçmiş dönemde yaşamını yitiren siyasetçilerden de oy devşirme peşinde!
Bakınız… Adnan Menderes’in sloganı “Yeter söz milletin” sloganını o kadar sık kullandı ki; sonunda yanlış yaptığının farkına vardı ve Adnan Menderes’ten ve onun sloganından vazgeçti. Yeter, söz milletin derken; adı “millet” olan bir ittifaka karşı söylemde bulunması artık Cumhur İttifakı’nın siyasi söylem üretemediğinin en önemli göstergesi. Kaldı ki; Adnan Menderes’i sahiplenirken, Adnan Menderes geleneğini devam ettiren bugünkü DP ne olacak?
27 Mayıs’ta Milli Birlik Komitesi’nde kurmay Albay Alparslan Türkeş’in okuduğu bildiri ile iktidarı biten ve idam edilen Adnan Menderes, Türkeş’in partisinin içinde olduğu Cumhur İttifakı içerisinde yer alır mıydı?
Turgut Özal’ı da aynı şekilde kendi cephesi içerisinde göstermeye çalışan Tayyip Erdoğan’ın seçmenlerine ise; Turgut Özal’ın Kemal Kılıçdaroğlu hakkında söylediklerini Turgut Özal’ın özel kalem müdürü ve başdanışmanı olan Feyzi İşbaran’dan aktaralım: “Kemal, devlet gelirini, giderini ve bütçe tekniğini en iyi bilen bürokrat.”
(Saygı Öztürk’ün 14 Mart 2023’de Sözcü Gazetesi’nde yazdığı köşe yazısında Turgut Özal’ın Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili düşüncelerini daha detaylı bulabilirsiniz.)
Ayrıca Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal’ında Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı aldığını da duyurmamız gerekir. İttifakın diğer üyelerine gelince; Bakın Büyük Birlik Partisi genelbaşkanı Mustafa Destici’ye;BBP’nin kurucusu Muhsin Yazıcıoğlu’nun eşi ve ağabeyi tarafından duruşmadan kovulması yetmiyormuş gibi, Muhsin Yazıcıoğlu’nun oğlu Fatih Furkan Yazıcıoğlu’nun da Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyareti ve samimi mesajlar vermesi, Mustafa Destici’nin parti üyelerine hâkim olmadığının en önemli ispatı.
Yeniden Refah Partisi ise, Recep Tayyip Erdoğan’a sürekli muhalefet ederken, parti tabanı ile yaptığı istişareler sonucunda “teşkilatların yüzde 60 kararı ile seçimlere müstakil olarak gireceğini” duyurmuş fakat imza toplayamayacağı ortaya çıkınca cumhur ittifakına katılma kararı almıştı. Millet ittifakında Saadet Partisi’nin olması da Fatih Erbakan’ın Cumhur İttifakı’na “istemeyerek” gitmesine yol açmış fakat tabanda yaşanan rahatsızlık sonucu samimiyetini kaybetmiştir. Oylarını parti eksenin de korumak da bile zorluk yaşarken, cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan’a bir katkıları olacağını zannetmiyorum.
Diğer ittifak üyesi mi, dışarıdan destek veren mi bilemiyoruz ama DSP’nin AKP’ye fayda katmayacağını yaşadık gördük. DSP seçmeni en azından tarafsız kalabilirdi. Ancak yıllarca Ecevit’i küçük düşüren, dışlayan, yerden yere vuran AKP’ye destek veren Önder Aksakal’ın bu tutumu, DSP’nin Ecevit geleneğinden gelen seçmeninde genel bir algı yaratmış, DSP’nin İl Binalarına dahi Kemal Kılıçdaroğlu’nun fotoğraflarının asılmasını sağlamıştır. Teşekkürler Önder (Ak)sakal!
İttifak cephesinde “yüzeysel” gerçekler bunlar. Zaten BBP’nin, YRP’nin pankartlarına bakın, şunları göreceksiniz; “baraj kalktı, oylar bize.” Amaç, yer bulamadıkları millet ittifakının karşısında konumlanıp, birkaç milletvekili çıkarabilmek vizyonu... Peki, neden millet ittifakı derseniz?
2250 maddelik ortak mutabakat metnini okumanızı öneririm.
Bu 2250 madde sadece “yapılacaklar” değil, 21 yıldır Türkiye’yi yönetenlerin ya da yönettiğini zannedenlerin “yapmadıklarının” listesidir!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.