Bir arada yaşama, aynı yazgıyı paylaşma ve geleceği birlikte inşa etme bilincinde olan yurttaşlar ulus devleti oluşturur. Ulus devletin yurttaşlarının her biri birinci sınıf yurttaştır. Bunlar arasında din, ırk, mezhep, felsefi veya siyasi görüş farklılıkları yapılmaz. Bugün insanları bir araya getiren en önemli faktör ne dindir, ne ırktır, ne siyasi veya felsefi görüştür. İnsanları bir araya getiren ortak yarardır. Gelişmiş uygar ülkeler bunun somut kanıtıdır. İsviçre’de farklı dinlerden, farklı ırklardan olan insanlar barış ve refah içinde bir arada yaşıyorlar. Her İsviçreli diğerleriyle, beraber yaşama, aynı yazgıyı paylaşma ve geleceği birlikte inşa etme bilincine sahiptir.
Her ulus devletin bir kimliği vardır. Bu kimlik ulusal birliğin güvencesidir. İnanç, ırk gibi alt kimlikleri ön plana çıkararak sorunlara çözüm bulmağa çalışmak tam bir çıkmaz sokaktır.
Kurtuluş Savaşından sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti bir ulus devlet olarak inşa edilmeye çalışılmıştır. Bunun için devletin kurucu önderi “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkının adı Türk milletidir” der. Bu halk farklı dinlerden, farklı ırklardan oluşmasına karşın, ortak kimlikleri Türk’tür. Bu çatı kimliği ulusal birliğin temelidir. Bu kimliği anlamından saptırarak bir ırk olarak değerlendirmenin tarihsel ve bilimsel hiçbir dayanağı yoktur. Bunun bilinçsiz yapılması aymazlık, bilinçli yapılması ihanettir. Uygar bir refah toplumu olmamız ulusal birliğimizden geçer. “Bir olalım, iri olalım, diri olalım” boşuna söylenmiş değildir. Farklılıklarımızı aynı ulustan olmanın bilinciyle etkisizleştirmemiz gerekir. İnanç farklılıklarının yaratacağı olumsuzlukları laikliği benimseyerek etkisizleştirmiştik. Ancak günün iktidarı laikliğin altını oyarak ulusal birliğin temeline bomba koymakta bir sakınca görmedi. Bundan başka, bu iktidar ulusal birliği tehlikeye düşürerek ülkenin geleceğini de karartan davranışlar sergiliyor. İnanç ve ırk alt kimliklerini ön plana çıkararak Türk çatı kimliğini etkisizleştiriyor.
Devrin AKP’li Cumhurbaşkanı “Türk, Kürt ve Arap birleştiği zaman çok büyük başarılar elde edildiğini, bunlar ayrıldığı zaman büyük kayıplara uğranıldığını” söyledi. Yani başarılı olmak için ırkların dikkate alınması gerekir, demek istiyor. Birlikte yaşama, aynı yazgıyı paylaşma ve geleceği birlikte inşa etme bilincinde ırkların yeri olmamalıdır. Bu çağ dışı bir anlayıştır.
İktidarın küçük ortağının başı da, “Cumhurbaşkanının biri Kürt ve biri Alevi iki yardımcısı olsun” dedi. Bu alt kimlikleri ön plana çıkararak ülkeyi kaosa sürüklemekten başka bir netice doğurmaz. Milliyetçilik dendiği zaman mangalda kül bırakmayan bir partinin başının milliyetçiliği yok edecek şeyler söylemesi oldukça şaşırtıcı.
Bu topraklarda yaşayan insanların geleceği ulusal birliğe bağlıdır. Onun için ulusal birliği korumak ve güçlendirmek her yurttaşın görevidir. Buda Türk çatı kimliği altında birleşmekle olur. Alt kimlikleri ön plana çıkararak Türk çatı kimliğini etkisizleştirmek ülkenin geleceğini ipotek altına almaktır.
24.Temmuz.2025
Pendik
Emin Varol