• BIST 11372.33
  • Altın 4431.666
  • Dolar 40.8328
  • Euro 47.8364
  • İstanbul 26 °C
  • Ankara 32 °C

Zulüm

Emin Varol

 

Güçlünün gücünü vicdanların onaylamayacağı tarzda kullanması zulümdür. Zulüm yapana da zalim denir. Suç ve ceza orantılı olmalıdır. Bu oranı vicdan belirler. Bu adaleti oluşturur. Onun içindir ki vicdanın onayını alan her olgu adildir. Adil olan her olguda vicdanidir.

Zalim için bunlar geçerli değildir. Zalimin kriteri vicdan değil, keyfinin, canının istediğidir. O adaletin tecelli yeri olan yargıyı işlevsiz hale getirmekte bir sakınca görmez. Yargıyı kullanarak kendi zulmüne yargı kılıfı geçirir. Zalim için demokrasi, insan hakları, adalet söz konusu değildir. Yaptıklarında belirleyici olan kendi isteğidir. Eğer zalim ülkenin başında ise diktatördür. Her diktatör zalim değildir ama zalimse diktatördür. Devletin gücünü kullanarak, vicdanların onaylamayacağı uygulamaları yapmak ne idareciliktir, nede mertliktir. Devletin gücünü kullanarak, suç icat edip, rakiplerini etkisizleştirmeye çalışmak, egemenlik hakkının milletin olduğu ilkesine aykırıdır. Milletin egemenlik hakkını çiğnemek anayasaya aykırıdır. Buda iktidarın meşruiyetini ortadan kaldırır. Çünkü, devletin gücünü kullanacak konuma gelmek için, anayasaya bağlı kalacaklarına yemin ederler. Bu yemine uymayan iktidar meşruiyetini kaybetmiştir. Bu iktidarın devam etmesi, milletin egemenlik hakkının gasp

edilmesidir. Milletin egemenlik hakkını gasp eden bir iktidar tarafından yönetildiğimize yaşayarak tanık oluyoruz. Bizi ayakta tutan değerlerimizin çürüdüğünü, yargının işlevsizleştirilip siyasetin sopası haline getirildiğini, siyasi rant uğruna insan haklarının çiğnendiğini, demokrasinin “D” sinin bile kalmadığını, hakkın yerlerde süründüğünü, hayat pahalılığının yaşamı zehir ettiğini, yaşayarak, görüyoruz.

Yargı adaleti çiğneyen değil, adalet dağıtan bir kurumdur. Hukuka uygun bir dava sürecinde, savcı soruşturma safhasında bütün kanıtları toplar ve zanlıyı yargıya teslim eder. Soruşturma safhasında bütün kanıtlar toplanmış olduğu için iddianame en kısa sürede hazırlanır ve dava başlar. Karar için gerekeli olan her şey hazır olduğu için en kısa zamanda yargı kararını verir ve dava biter. Sanık suçlu ise mahkum, değilse özgür olur. Bugün böyle bir yargı süreci söz konusu değil. Sanık aylarca, yargıç karşısına çıkarılmadan, tutuklu kalıyor. İddianame hazırlanmıyor ve duruşma başlamıyor. Duruşmanın sonunda sanık beraat ederse, haksız tutukluluk ne olacak? Ülkede böyle binlerce olay var. Bu yargı eliyle yaratılan bir hukuksuzluktur. Hukuksal bir kurum olan yargının hukuksuzluk üretmesi bir garabet değil de, nedir?

Son zamanlarda CHP’li belediyelere yapılan operasyonlar, adalet açısından, ölçüsüz utanç verici bir durumdur. Milletin seçmiş olduğu belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, uydurma ithamlara dayanarak tutuklandı. Aradan uzun bir süre geçmiş olmasına karşın, daha iddianameler hazırlanıp duruşmalar başlamadı. Bu tutukluların beraat etmesi halinde, haksız ve hukuksuz özgürlüklerinden yoksun bırakılmış olmaları ne olacak?   

“Zulüm payidar olmaz.”

 

                                                                                                                      23.Ağustos.2025   

                                                                                                                             Pendik

                                                                                                                         Emin Varol 

Bu yazı toplam 77 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
  • Yanıltma14 Ağustos 2025 Perşembe 10:18
  • Ulus24 Temmuz 2025 Perşembe 17:13
  • Terörsüz14 Temmuz 2025 Pazartesi 13:54
  • Kimlik01 Temmuz 2025 Salı 14:35
  • Nükleer19 Haziran 2025 Perşembe 11:03
  • Alçaklık03 Haziran 2025 Salı 16:57
  • Alçaklık03 Haziran 2025 Salı 16:57
  • Türk28 Mayıs 2025 Çarşamba 21:55
  • DEM16 Mayıs 2025 Cuma 16:30
  • Ordu09 Mayıs 2025 Cuma 14:53
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Özgür İstanbul | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.