İslam İşbirliği Teşkilatının İstanbul’da yaptığı toplantıda konuşan, AKP’li Cumhurbaşkanı;
"MÜSLÜMANLIK HEPİMİZİN EN ÜST KİMLİĞİDİR"
· Dillerimiz, kökenlerimiz farklı olabilir. Hepimizin devleti, milleti farklı olabilir. Hayat tarzımız farklı olabilir. Bunların hepsi kıymetlidir, bizi biz yapandır. Ama bu kimliklerimizden öte unutmayın önce Müslümanız. Müslümanlık hepimizin en üst kimliğidir. Nerede yaşarsak yaşayalım ortak paydamız İslam'dır. Her birinizden meseleye bu şuurla yaklaşmanızı istiyorum” dedi.
Kutsal kitapların yazdığına göre; Tanrı dinleri insanların barış ve huzur içinde yaşamaları için göndermiştir. Ancak insanlar dinleri amacı doğrultusunda kullanmamış, barış ve huzur yerine savaş ve huzursuzluk yaratacak doğrultuda kullanmıştır. Yani ilahi irade beşeri iradeye yenik düşmüştür. Tanrıya inanan bir insan için; beşeri iradenin ilahi iradeyi geçersiz kılması kabul edilemez. O zaman dinlerin ilahi kaynaklı olmadığı şüphesi doğar. Tarih, dinlerin barışa ve huzura engel olduğu, bütünleştirici ve birleştirici bir etkisinin olmadığını kanıtlayan olaylarla doludur. Aynı dinden olanların kendi aralarında yapmış oldukları savaşlarda akan kanın hesabı yoktur. Mezhep savaşlarının yanında dinler arası yapılan savaşlarda, insanlık için bir facia olmuştur. Müslümanların kendi aralarında yapmış oldukları savaşlardaki can kaybı, diğer din mensuplarıyla yapılan savaşlardaki can kaybından daha az değildir. Hristiyanların yapmış oldukları mezhep savaşları tarihin yazmış olduğu en kanlı savaşlardır. Musevilerin inançlarından dolayı uğradıkları faciaların başka bir eşi ve benzeri yoktur.
Din kimliği ön plana çıkararak barış ve huzur aramak, bir şeyi olmadığı yerde aramaktır. Din kimliğini ön plana çıkarmak barış ve huzur bulmaya değil, savaş ve ıstıraba zemin hazırlar. Dinlerin bütünleştirici ve birleştirici bir etkisinin olmadığını tarih kanıtlamıştır. Ortadoğu da Müslümanlar birbirini boğazlarken, barış için, Müslüman kimliğinden medet ummak beyhudedir. İnsanların birliğini din kimliği üzerinden oluşturmağa çalışmak, akıntıya kürek çekmektir. Barış ve huzura giden yol, insanların birliğinden geçer. Bunun içinde insanların inanç farklılıklarını etkisizleştirmek gerekir. Herkes inanç ve ibadetinde özgür olmalıdır. Farklı inanç ve ibadetlere saygı göstermek, bir arda yaşamak için olmazsa olmazdır. Laiklik bir arada yaşamanın çimentosudur.
Barış ve huzura giden yol, bir arada yaşama, geleceği birlikte inşa etme ve aynı yazgıyı paylaşma bilincine ulaşmış toplumlardan geçer. Alt kimlikleri ön plana çıkararak farklılıklara işlerlik kazandırmanın barış ve huzura hiçbir katkısı olmaz. Aynı ulustan olma bilinciyle farklılıkları etkisizleştirmek, barış ve huzurun güvencesidir. Müslüman kimliğini ön plana çıkarıp, diğer inançlara karşı tavır almak, dünya barışını tehlikeye düşürmekten başka bir işe yaramaz. Ne yazık ki, günün iktidarı böyle bir aymazlığın içindedir.
01.Temmuz.2025
Pendik
Emin Varol