• BIST 9079.97
  • Altın 2322.83
  • Dolar 32.3249
  • Euro 34.8612
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 13 °C

Suçlu 

Emin Varol

 

 

Toplumsal yaşamın düzeni için, bireyler sorumluluk taşır. Sorumluluk bilincinde olan ve gereğini yapan bireylerden oluşan toplumlar gelişmiş, refah düzeyi yüksek olan toplumlardır. Sorumluluğunun farkında olmayanların oluşturduğu toplumlarda, bizim gibi, az gelişmiş veya gelişmekte olan toplumlardır. Toplumsal sorunların çözümü, bireylerin sorumluluk bilincinde olmaları ve gereğini yapmalarına, çok güçlü bir şekilde, bağlıdır. Hastalığa doğru tanı koyamazsanız hastalığı tedavide edemezsiniz. Sorunların kaynağı bireylerin tutumudur. Bizde halk yalakalığı çok yaygın olduğu için, hiç kimse, olumsuzluklardan halkı sorumlu tutmaz. Sokak kirliyse bundan sorumlu olan belediyedir. Sokağı kirletenden kimse bahsetmez. Depremlerde binalar çöküyorsa, belediyenin gerekli önlemleri almadığı, şehircilik bakanlığının gereğini yapmadığı söz konusu olurda, yıkılan çürük ve kaçak binayı yaptırandan veya, yer açmak için, binanın taşıyıcı kolonlarını kesenden bahsedilmez. Devletin çıkardığı imar affının olumsuz sonuçları gözler önüne serilirde, bu affın çıkarılmasına neden olanlara dokunulmaz. Devlet istihdam yaratamadığı ve yatırım yapmadığı için, haklı olarak, eleştirilirde vergi kaçıranlardan bahsedilmez. Vergi kaçıranlar, kural ve yasalara uymayanlar işini bilen olarak taktir edilir. "At binenin, kılıç kuşananın", "Gemisini kurtaran kaptan" gibi sözler atasözlerimiz değil mi? Bu kültürün egemen olduğu toplumu yönetecek olan siyasilerde halkın nabzına göre şerbet verir. Oyunu bana ver gerisine karışma diyerek, bireylerin toplumsal sorunların çözümüne katkı sağlama kanalını kapatır. Bu kanalın kapatılması yani sorunların çözümüne bireylerin katkısının engellenmesi sorunların çözümsüz kalmasına neden olur.İçinde yoğrulduğumuz sorunların çözümlenmesi için bir kültür devrimine gerek vardır. Buda ancak ilkokuldan yüksek tahsile kadar olan eğitimle gerçekleştirebilir. Toplumsal sorunların çözümünde "bana ne görev düşer" zihniyetinin yaygınlaştırılması gerekir.

Bunun yanında sorunların çözümünü akıl ve bilimde aramak gerekir. Kadercilik anlayışını terk etmek kaçınılmazdır. Tanrı insanlara akılı sorunlarını çözmek için vermiştir. Bunun için aklın bulduğu çözüm Tanrı katında da makbuldür ve inancada uygundur. Aklı kullanmadan çözüm üretmeye çalışmak yaratılışla ters düşer. Kadercilik aklı kullanmanın önüne set çeker. Çünkü kader anlayışına göre; olumlu veya olumsuz her şey daha önce belirlenmiştir. Bunu değiştirmek insanın yapabileceği bir şey değildir. Her şey oluruna varır. Sorunlara çözüm üretmeye çalışmak beyhudedir. Bu anlayışta olanlar depremin Tanrı tarafından bir imtihan aracı olduğunu, madenlerdeki kazaların, bu işin fıtratından kaynaklandığını söylerler. Bu inançta olanlar Tanrıyı insanları ezerek, boğarak, yakarak, işkenceyle öldürecek kadar acımasız yerine koyarlar. Sorunlara aklı ve bilimi kullanarak çözüm aramanın boş bir iş olduğuna inanların, geri kalmış toplumlar olması bir tesadüf değildir.         

 

                                                                                                                      07.Kasım.2020    

                                                                                                                              Pendik

Bu yazı toplam 1270 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
  • Çelişki22 Mart 2024 Cuma 11:04
  • Spor19 Mart 2024 Salı 11:36
  • Güven26 Şubat 2024 Pazartesi 16:06
  • Gasp18 Şubat 2024 Pazar 12:40
  • Müfteri12 Şubat 2024 Pazartesi 15:54
  • Akademi02 Şubat 2024 Cuma 15:30
  • Ahmaklar24 Ocak 2024 Çarşamba 14:10
  • Alarm07 Ocak 2024 Pazar 13:16
  • Tarikat27 Aralık 2023 Çarşamba 13:07
  • Ulus15 Aralık 2023 Cuma 11:17
  • Enkaz08 Aralık 2023 Cuma 10:06
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Özgür İstanbul | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.