• BIST 9719.08
  • Altın 2430.366
  • Dolar 32.529
  • Euro 34.865
  • İstanbul 25 °C
  • Ankara 29 °C

Yıkım

Emin Varol

 

 

Refah toplumunun ve ekonomik kalkınmanın lokomotifi demokrasidir. Çünkü demokrasi ortak aklı kullanma olanağını sağlar. Buda sorunlara sağlıklı çözüm bulmanın olmazsa olmazıdır. Gelişmiş toplumların yönetim sisteminin demokrasi oluşu bir tesadüf değildir. Bu toplumlar önce demokratik yönetimi benimsemişler sonrada gelişmeyi sağlamışlardır.

Ortak aklı kullanabilmek için fikirleri ifade özgürlüğünün güvence altına alınmış olması gerekir. Fikirleri ifade özgürlüğü demokrasinin temelidir. Bu temel olmadan demokrasiyi uygulamak mümkün değildir. Fikir ne kadar sağlıklı olursa olsun ifade edilmediği sürece o fikirden yararlanmak söz konusu olamaz. Fikirlerden yararlanmak ortamını sağlamak için, demokratik sistemlerde fikirleri ifade özgürlüğünün önündeki bütün engeller kaldırılmıştır.

Bizim Anayasamızın 34.Maddesi " Herkes önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir" der. Toplantı ve gösteri yürüyüşleriyle fikirleri ifade etmek anayasal bir haktır. Devletin görevi bu anayasal hakkın kullanılmasını güvence altına almaktır. Anayasal bir devlette anayasanın uygulanmasından herkes sorumludur. Anayasanın çiğnenmesine engel olmak için anayasal direnme hakkı vardır. Ülkemizin içinde bulunduğu konum bu anayasal direnme hakkını doğurmuştur.

4 Ocak'ta AKP'li Cumhurbaşkanı partisinin il başkanları toplantısında muhalefete "Utanmadan, sıkılmadan sokaklara döküleceklermiş, siz 15 Temmuz'u görmediniz mi? 15 Temmuz'da o sokağa dökülenlere bu millet nasıl dersini verdiyse, sizde aynı dersi evvelallah alırsınız. Bizler Cumhur İttifakı olarak hepinizi önümüze katar, gideceğiniz yere kadar kovalarız" dedi. AKP'li Cumhurbaşkanının ve AKP iktidarını basiretsiz, liyakatsiz ve beceriksizliği sonucunda ülke bir çıkmaza saplandı. Bu çıkmazdan kurtulmanın yollarını aramak herkesin görevidir. Halk, bir anayasal hak olan, gösteri ve yürüyüşle tepkisini göstermek istiyor. Halkın bu hakkını kullanmasını sağlamakla yükümlü olan AKP'li Cumhurbaşkanı halkı tehdit ediyor. Deyim yerinde ise, hem dövüyor hem de ağlamasına müsaade etmiyor. Bu derece sorumsuz bir ifade tam bir akıl tutulmasıdır. AKP'li Cumhurbaşkanı diyor ki; siz anayasal hakkınızı kullanmaya kalkarsanız karşınıza bana biat etmiş olanları çıkarırım. Bulunduğu konum gereği ülkenin bütünlüğünü ve milletin birliğini temsil eden ve bunları sağlamakla yükümlü olan birinin bu sözleri sarf etmiş olması tam bir sorumsuzluktur. Böylesine sorumsuz bir davranış, bu görevi yapamayacağının kanıtıdır. 84 milyon insana eşit mesafede duracağın yemin etmiş olan birinin yeminin paspas etmesi meşruiyetini ortadan kaldırır. 

Bugün Türkiye anayasal meşruiyetini kaybetmiş biri tarafından yönetilmektedir. Çıkış yolu derhal seçime gidip bu düzensizlik düzenini sona erdirmektir. Tek Adam rejimi çökmüştür. Demokratik parlamenter sisteme dönüş bir zorunluluk haline gelmiştir. Söz konusu vatandır.

 

                                                                                                                      5.Ocak.2022       

                                                                                                                            Pendik

                                                                                                                        Emin Varol

 

Bu yazı toplam 351 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
  • Düzenci18 Nisan 2024 Perşembe 14:54
  • Göç08 Nisan 2024 Pazartesi 20:31
  • Seçim03 Nisan 2024 Çarşamba 17:13
  • Çelişki22 Mart 2024 Cuma 11:04
  • Spor19 Mart 2024 Salı 11:36
  • Güven26 Şubat 2024 Pazartesi 16:06
  • Gasp18 Şubat 2024 Pazar 12:40
  • Müfteri12 Şubat 2024 Pazartesi 15:54
  • Akademi02 Şubat 2024 Cuma 15:30
  • Ahmaklar24 Ocak 2024 Çarşamba 14:10
  • Alarm07 Ocak 2024 Pazar 13:16
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Özgür İstanbul | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.