• BIST 9184.82
  • Altın 2970.873
  • Dolar 34.3531
  • Euro 37.0006
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 14 °C

Çöküş...

Emin Varol

  emin_varol-e1474378180144-2-1Toplumun önüne bir hedef konmalı ve toplum bu hedefe yönlendirilmeli. Kurtuluş savaşını takiben, hedefimiz "Çağdaş uygarlık düzenin üstüne çıkmak" olmuştur. Bunun içinde aklı ve bilimi ön plana çıkarmak, din egemen bir yapıdan, aklın ve bilimin egemen olduğu bir yapıya geçmek gerekiyordu. Bu yapılmış, laiklikle din toplumsal alandan bireysel alana çekilmiştir. İnanç ve ibadet özgürlüğü güvence altına alınmıştır. İnanç farklılıklarının toplumsal yapıda yarattığı olumsuzluklar asgari düzeye indirilmiş, eğitim sistemi aklın ve bilimin öncülüğünde yapılandırılmıştır. Aydınlanma Devrimi ile çağdaşlaşma yolunda ileri, güçlü bir atılım yapılmış ve büyük başarılara imza atılmıştır. Kişisel çıkarlar toplumsal çıkarların her zaman gerisinde kalmıştır. Devrimin doğası gereği, Aydınlanma Devrimi de kendi karşıtını yaratmış ve bu karşı güç Demokrat Partinin 1950'de iktidara gelmesiyle toplumsal yaşamda etkili olmaya başlamış, gittikçe gelişerek 2002'de iktidar olmuştur. 15 yıldan beri ülkede Kara Devrim gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır ve bu yönde büyük mesafeler alınmıştır. Aklın ve bilimin öncülüğünü terk edip dogmaların belirlediği yönde hareket esas alınmıştır. Artık meselelerin çözümünü, akıl ve bilimde aramaktan ziyade "ulemaya sormak" gerektiği, en yetkili ağız tarafından ifade edilmektedir. Laiklik etkisizleştirilmiş, eğitim alanından tamamen çıkarılmış, eğitime dinsel bir yapı kazandırılmıştır. Bu eğitim sisteminin başarısızlığının kanıtı PISA araştırmaları ve İmam Hatip mezunlarının üniversite giriş sınavlarında elde ettiği neticedir. Aklın, bilimin ve çağın gereklerini yapmasanız sonunuz hüsran olur. Bu doğanın yasasıdır. 15 yıl sonra geldiğimiz yere bir bakalım. Toplumda çürüme ileri bir düzeye ulaşmış, uyuşturucu kullanımı salgın hale gelmiştir. Yoksulluğun sonucu olarak fuhuş almış yürümüş, çocuklara yapılan cinsel istismarlar, din eğitimi veren kurumlarda sıradan hale gelmiştir. AKP iktidara geldiği zaman, ülkede terör, nerde ise, sıfırlanmıştı. Şimdi ise, teröre her gün kurban veriyoruz. Dünya siyasetinde saygın bir yeri olan dış siyasetimiz tamamen iflas etmiş, etrafımızda sorunumuz olmayan tek dost devlet kalmamıştır. Suriye politikası akıllara durgunluk verecek derecede bir ucubedir. Devletin altın yumurtlayan tavukları yandaşlara peşkeş çekilerek, ekonomik gelecek karartılmıştır. İşsizlik ve enflasyon oranların toplamının belirlediği sefalet sıralamasında, iflasın eşiğinde olan, Yunanistan'dan sonra 6. sıradayız. Devlet yapısı içinde paralel bir yapının oluşması, devleti yöneten kadroların basiretsizliğinin ve yeteneksizliğinin çok somut bir kanıtıdır. CIA köpeği olan sümüklü bir yobazın devleti ele geçirmeye kalkışacak kadar devlet yapısı içinde çöreklenmiş olması, AKP iktidarının ülkeyi yönetemediğinin kanıtıdır. 15 Temmuz bahanesiyle devlet kadrolarında yapılan temizlik, bir taraftan devleti işlevsiz hale getirirken diğer taraftan bir parti devletine zemin hazırlamıştır. Uygar dünyanın değerleri olan insan hakları, demokrasi ve özgürlükleri hiçe saymamız, uygar dünya ile olan ilişkilerimizi büyük ölçüde sekteye uğratmış, bunun olumsuz neticelerinden biride turizm sektöründeki çöküntü olmuştur. Çıkış yolu: Çağın değerleri olan insan hakları, demokrasi ve özgürlükleri hedef olarak toplumun önüne koymak ve bu hedefe ulaşmak için, devletin kuruluş felsefesindeki, fabrika ayarlarına dönmektir.     14.Ağustos.2017  

Bu yazı toplam 442 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Özgür İstanbul | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.