• BIST 9350.01
  • Altın 4306.702
  • Dolar 39.378
  • Euro 45.4292
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 14 °C

Çöküyor

Emin Varol

 

 

Kurucusu olduğumuz Avrupa Konseyinin yargı organı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 11 Temmuz'da, Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirmediğine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ihlal ettiğine karar verdi. Beş yıldır tutuklu olan, iş insanı Osman Kavala'nın tahliye edilmemesi İnsan Hakları Sözleşmesinin ihlali sonucunu doğurmuştur. Osman Kavala Gezi protestolarını organize ettiği iddiası ile açılan davadan önce beraat etti. Tahliyesi "casusluk" soruşturması başlatılıp engellendi. Sonra bu davadan beraat etti. Fakat daha önce beraat etmiş olduğu Gezi davasından, ağırlaştırılmış ömür boyu hapse mahkum oldu.  Tam bir garabet.

Anayasamızın 90. Maddesi  "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır." der.

Avrupa Konseyi üyesi ülkeler AİHM'sinin kararlarına uymayı taahhüt etmişlerdir. Kavala'nın  tahliye kararına uyulmaması üzerine AİHM'si konuyu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine intikal ettirmiştir. Komite AİHM'sinin kararlarına uyulması gerektiğini Ankara'ya defalarca yazdı. En son, 9 Haziran 2021'de, ihlal prosedürü başlatılacağını bildirdi. Fakat partili Cumhurbaşkanı AİHM kararını tanımadıklarını belirterek, "Olay bu kadar basit. Yok farz ediyoruz" dedi. Komite durumu AİHM'sine bildirdi. AİHM'si 16 ya karşı 1 oyla "Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirmediğine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini ihlal ettiğine" karar verdi. Yapılacak iş AİHM'nin kararlarını derhal yürürlüğe koymaktır. Bir hukuk devleti olmanın gereği de budur. Ciddi bir devlet altına imza attığı antlaşmalara sadık kalmak zorundadır.  

Şimdi Avrupa Konseyi Türkiye'ye yaptırım uygulayacak. Bu yaptırımların içinde Avrupa Konseyinden ihraç edilmekte var. Avrupa Konseyi üyesi olmuş olmamız bir Avrupa devleti olduğumuzun kanıtıdır. Konsey üyeliğinden ihraç edilmemiz durumunda Avrupa Birliğine girme şansımız tamamen ortadan kalkacaktır. Avrupa devletleri ile olan ilişkilerimiz büyük ölçüde kesintiye uğrayacaktır. Yönümüzü Batıdan Ortadoğu'ya döndüreceğiz. İçinde bulunduğumuz ekonomik durum daha da kötüleşecek, içinden çıkılmaz bir konuma getirecektir. Batıdan bağlarımızın kopmuş olması siyasi İslam'ın egemenliğini kolaylaştıracaktır. Din merkezli bir yönetim sistemi kurmak isteyen AKP iktidarı amacına ulaşmayı kolaylaştıran bir ortam sağlamış olacaktır. Olaylar, AKP'nin AİHM'nin kararlarını tanımayarak Türkiye'nin Avrupa Konseyinden ihracını bilerek tezgahladığını gösterir maiyettedir. Bu uygulama çağdaş bir toplum olmanın yerine geri kalmış bir Ortadoğu ülkesi olmanın önünü açacaktır. Aydınlanma devriminin amacı olan "çağdaş uygarlık düzenin üzerine çıkmak" artık bir rüya olacaktır. Görünen o ki; ülkenin geleceği karanlıklara sürüklenmektedir. Bunu engellemeye çalışmak bu toprakların çocuklarının, gelecek kuşaklar için, kutsal bir görevidir.


                                                                                                                      l          

Bu yazı toplam 543 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
  • Alçaklık03 Haziran 2025 Salı 16:57
  • Alçaklık03 Haziran 2025 Salı 16:57
  • Türk28 Mayıs 2025 Çarşamba 21:55
  • DEM16 Mayıs 2025 Cuma 16:30
  • Ordu09 Mayıs 2025 Cuma 14:53
  • Gerçek30 Nisan 2025 Çarşamba 09:40
  • İmza21 Nisan 2025 Pazartesi 13:04
  • Siyaset14 Nisan 2025 Pazartesi 14:41
  • Diploma27 Mart 2025 Perşembe 15:17
  • Ne Oluyor?17 Mart 2025 Pazartesi 12:21
  • Birlik04 Mart 2025 Salı 13:55
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Özgür İstanbul | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.