• BIST 10276.88
  • Altın 2387.588
  • Dolar 32.2367
  • Euro 34.7051
  • İstanbul 10 °C
  • Ankara 7 °C

Demokrasi

Emin Varol

 

“Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” ifadesi demokrasinin tarifidir. Yani, memleketin ve milletin sorunlarının sahibi ve bu sorunların çözümünden sorumlu olan millettir. Milletin vekilleri bu egemenlik hakkını milletin adına kullanır. Asıl olan millettir. Millet “vekillerimi seçtim sorunları çözümlemekten onlar sorumludur, bana bir sorumluluk düşmez” deme lüksüne sahip değildir. Millet memleketine sahip çıkmak zorundadır. Herkes sorunların çözümüne katkı sağlamak sorumluluğu taşımalıdır. Milletin sorunların çözümüne katkı sağlamaları siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, sendikalar ve sivil toplum kuruluşları aracılıyla olur. Adı geçen kuruluşlar sorunların çözümüne milletin katkı sağlamsını gerçekleştirmek için milleti devreye almak zorundadır. Ülkede terör belası var, mutfaklarda yangın var, uyuşturucu gençleri pençesine almış durumda, yoksulluk almış başını gidiyor, sıkıntının bini bir para, ama kimseden ses çıkmıyor. Milletin üzerine sanki ölü toprağı atılmış gibi. Şair çok güzel söylemiş “Sahipsiz memleketin batması haktır,/ sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır.”

Oluşturulacak olan ortak aklı kullanma ortamı sorunları en sağlıklı çözüme kavuşturmayı sağlayacaktır. Bu demokrasinin bir nimetidir. Bir toplumun bu nimetten yararlanabilmesi için, o toplumda demokrasi bilincinin gelişmiş olması gerekir. Bizdeki gibi ne olduğu belirsiz ucube tek adam rejiminde demokrasinin ne gelişme şansı vardır ve nede demokrasiden yararlanma imkanı.

Siyaset sorunlara çözüm bulma sanatıdır. Siyasilerin var oluş nedeni milletin sorunlarını çözerek millete hizmet etmektir. Siyasiler millete sorunları çözeceklerini vaat ederek milletten yetki isterler. Sorun çözümlemekten sorumlu olan birisi, o sorunu en sağlıklı şekilde çözmenin yollarını arar ve kendisine yardımcı olabilecek bütün olanakları değerlendirir. Demokratik yönetim sisteminde iktidar ve muhalefet, ülke sorunlarını çözmekten sorumlu oldukları gerçeğini, hiçbir zaman göz ardı edemez. İktidar ve muhalefet, demokrasilerde bir bütünün iki parçasıdır. Bunun içinde birbirinin karşıtı değil birbirinin tamamlayıcısı olduğu bilincinde olmalıdırlar. Muhalefet iktidarın deniz feneridir. İktidar muhalefeti bu şekilde değerlendirmek zorundadır. İktidar ve muhalefetin ortak paydası millete hizmet etmektir. Bu hizmeti en sağlıklı bir biçimde gerçekleştirmek için birbirinden yararlanmalı gerekir.

Bizim yozlaşmış bir siyasi anlayışımız var. Muhalefetin önerilerini reddetmek iktidar olmanın, iktidarın yaptığı bütün işleri eleştirmek muhalefet olmanın gereğidir. Neticede ülke sorunlarının çözümüne harcanacak güç heba oluyor. Bu güç sorunların çözümü için değil daha fazla sorun yaratmak için kullanılıyor. Neticede millet bunu bedelini ağır bir şekilde ödemek zorunda kalıyor. Millete hizmet etmek için milletten yetki isteyenler milleti aldatmış oluyor. Bir dolandırıcı ile milleti aldatanların arasında ne fark vardır? Bunun için bir siyasi ahlak yasası çıkarıp, siyasilerin milleti aldatmasını engellemek gerekir.

 

Bu yazı toplam 125 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
  • Egemenlik03 Mayıs 2024 Cuma 16:39
  • Skandal26 Nisan 2024 Cuma 15:29
  • Düzenci18 Nisan 2024 Perşembe 14:54
  • Göç08 Nisan 2024 Pazartesi 20:31
  • Seçim03 Nisan 2024 Çarşamba 17:13
  • Çelişki22 Mart 2024 Cuma 11:04
  • Spor19 Mart 2024 Salı 11:36
  • Güven26 Şubat 2024 Pazartesi 16:06
  • Gasp18 Şubat 2024 Pazar 12:40
  • Müfteri12 Şubat 2024 Pazartesi 15:54
  • Akademi02 Şubat 2024 Cuma 15:30
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Özgür İstanbul | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.