Destan...

Seçim kampanyasında Donald Trump'un sloganı "Önce Amerika" idi. Donald Trump, yurt dışındaki ABD askerlerini çekeceğini seçim vadiyi olarak ABD halkına sunmuştu. Bu sözünü yerine getirmeye, Suriye'deki ABD askerlerini çekme kararını vererek başladı. Bu kararın gerekçelerini de şöyle açıkladı. "Suriye'den çıkmak sürpriz değil. Bunun  için yıllarca kampanya yürütüyorum. ABD, yaptıklarının kıymetini hemen hemen hiç bilmeyenleri korumak için değerli yaşamları ve trilyonlarca dolar harcayıp karşılığında hiçbir şey alamadan Ortadoğu'nun polisimi olmak istiyor? Biz orada ebediyen olmak mı istiyoruz? Artık diğerleri içinde savaşma zamanı. Rusya, İran, Suriye ve diğer pek çokları, ABD'nin çekilmesinden mutlu değil, çünkü şimdi nefret ettikleri IŞİD ve diğerleriyle biz olmadan savaşmak zorundalar. Ben dünyanın açık ara en güçlü ordusunu inşa ediyorum. IŞİD bize vurdu mu hapı yutar." Trump bu kararı Erdoğan'la yaptığı bir telefon görüşmesinden bir kaç gün sonra aldı. Bu telefon görüşmesinde Trump Erdoğan'a "IŞİD'ı temizler misiniz" dedi. Erdoğan "Biz temizledik ve bundan sonrada temizleriz" yanıtını verdi. Trump'a göre ABD askerinin Suriye'de bulunmasının nedeni IŞİD'la mücadeleydi. Bu işi Türkiye üstlenince ABD askerinin Suriye'de kalmasına gerek kalmadı diye düşünülebilir. Gerçekte ABD askerinin Suriye'de bulunmasının nedeni, İran'ın Ortadoğu'daki etkinliğini yok etmek ve İsrail'in güvenliğini sağlamaktır. Bu Siyonist Büyük Ortadoğu Projesinin (BOP) bir parçasıdır. ABD askerinin Ortadoğu'dan çekilmesi bu projenin suya düşmesiyle neticelenir. Suriye'nin İran nüfuzuna girmesi İsrail'in güvenliğini tehlikeye atar. Buda Siyonistlerin hiç istemediği bir durumdur. ABD'nin Siyonistleri güdümünde olduğunu bilmeyen yok. Trump'un bu kararından sonra başkanlık dönemini doldurmadan azledilmesi söz konusu olabilir. Bunun gerçekleşmesi Siyonizm'in ABD'ye ne kadar egemen olduğunun bir göstergesi olacaktır. Çünkü bu tutum Siyonistlerin onaylayacağı bir tutum değildir. Nitekim Trump'un yanında bulunan Siyonistler bu karardan hemen sonra karşısına geçmeye başladılar. Trump ABD'yi bir şirket müdürü kafasıyla yönetmeye çalışıyor. Kar zarar hesaplarını ön plana çıkarıyor. Perde arkasını değerlendirmiyor. Dünyanı geldiği konum artık ABD'nin dünya polisliğine uygun değil. Dünyadaki üretimin yüzde 65'ini elinde tutan ABD bu oranın yüzde 25'e düşmesiyle dünyadaki etkinliğini büyük ölçüde kaybetti. Artık kendi kabuğuna çekilme zamanı geldi. Trump'un bu kararını Erdoğan, Türk dış politikasının bir zaferi olarak değerlendiriyor. 21 Aralık'ta Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin ödül töreninde yaptığı konuşmada "Son zamanlarda Türk Dışişleri destan yazıyor, destan" değerlendirmesinde bulundu. Sanki Trump'a asker çekme kararını Türk politikası verdirdi. Gerçekleri bu kadar saptırmak, milletin aklıyla alay etmek veya alay edilecek bir akla sahip olmaktır. Bunları her ikisi de felakettir. Böyle bir davranış hiçbir siyasiye yakışmaz. Hele Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturana hiç yakışmaz.