İçine düştüğümüz çıkmazın en önemli nedeninin "Tek Adam Sistemi" olduğunu belirleyen "Altılı Masa", 84 madde 9 başlıktan, 156 sayfadan oluşan bir anayasa değişikliği metni hazırladı. Amaç ülke sorunlarına sağlıklı çözüm bulmak. Bunun içinde "Tek Adam Sistemi'nin" yerine "Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sistemi" ikame etmek. Bu akla, mantığa ve ülkenin gerçeklerine dayalı bir çözümdür. Bu anayasa taslağına göre mevcut "Tek Adam Sistemi'nin" cumhurbaşkanına tanıdığı birçok yetki kısıtlanacak ve cumhurbaşkanı 7 yıllığına halk tarafından seçilecek ve seçimle beraber partisiyle ilişkisi sona erecek. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmiş olması "Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sistemin" ruhuna aykırıdır. "Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sistemde" halk adına egemenlik hakkını kullanmak meclise aittir. Yönetimde söz sahibi olacak olanlar yetkilerini, anayasal kurallar çerçevesinde, meclisten alır. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmiş olması, cumhurbaşkanının yetkisini halktan aldığı anlamına gelir. Mecliste yetkisini halktan aldığına göre, bu durum, yetki alanında, iki başlılık gibi bir durum ortaya çıkarır. Bu nedenlerden dolayı "Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sistemde" cumhurbaşkanının halk tarafından değil meclis tarafından seçilmesi gerekir. Cumhurbaşkanının meclis tarafından seçilmesi "Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sistemin" ruhuna uygundur ve ülkeyi de bir seçim külfetinden kurtarır.
Farklı siyasi görüşte olan altı partinin bir araya gelerek "Millet İttifakı"nı oluşturmuş olması siyasi tarihimizde bir dönüm noktasıdır. Partilerin görüş farklılıklarını bir yana bırakarak ülke sorunlarını çözme noktasında bir araya gelmiş olmaları gerçek demokrasinin ayak sesleridir. Bu anayasa değişikliği metni açıklanırken "Keyfi yönetim gidecek, demokratik ve özgürlükçü bir yönetim gelecek" sloganı bunun kanıtıdır. Tünelin ucunda ışık görünmüştür. Karanlığa alışmış olanlar bu ışıktan ürküyor.
AKP'li Cumhurbaşkanı Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda Altılı Masanın anayasa değişikliği teklifini değerlendirerek "Bunların güçlendirilmiş parlamenter demokrasi; bu tip palavralarına aldanmayın. Buradan bol bol masada toplanıp, dağılmak çıkar. Kendi içinde sayısız çelişki barındıran, tek bir vizyon ışıltısı bile taşımayan bu metni tartışmak abesle iştigaldir. Milletin değil ittifak ortaklarının ihtiyacı için bir anayasa hazırlayan kafanın Allah göstermesin yönetime gelirse ülkeyi nasıl bir felakete sürükleyeceğini düşünmek bile istemiyoruz. Bunların derdi devletin imkanlarını kendi aralarında paylaştırarak paravan bir şirket kurmaktır. Size biz paravan şirket kurdurmayız" dedi.
Devletin imkanlarını paylaşacağınız paravan şirket kurdurmayız, çünkü devletin imkanlarını kendi aramızda paylaşan paravan şirketi biz kurduk, demeğe getiriyor.
Korkunun ecele faydası yok. Yol göründü. AKP'li Cumhurbaşkanı ve AKP iktidarı gidici. "Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sistem" içine düştüğümüz çıkmazdan çıkışımızı gerçekleştirecektir.
