Aydınlığa yürümek ve ışığa kavuşmak için, gerçekleri öğrenmek, gerçekleri söylemek, tabuları yıkmak zorundayız. Kurban; namaz ve hac gibi putperestlikten İslam'a intikal etmiştir. İslam, putperestliği ortadan kaldırmak için gelmiştir ama, putperest ritüelleri de benimsemiştir. Bu pek akla uygun değildir. Felsefesini kabul etmediğiniz bir inancın uygulamalarını kabul etmek tezattır. Kurban, şiddet içerikli bir ibadettir. Allah yolunda kan akıtarak sevap kazanma inancı, sadece kurbana ait değildir.
Kuran'ın Tevbe Suresinin 111. Ayeti "Allah müminlerin canlarını ve mallarını, karşılığında cennet vermek üzere satın almıştır. Allah yolunda çarpışırlarda öldürürler, öldürülürler. Allah'ın Tevrat'ta, İncil'de ve Kuran'da kendi üzerine hak olarak yazdığı bir vaattir bu. Ahdine Allah'tan
daha vefalı kim var? Perçinlediğiniz bu anlaşmanızdan ötürü müjdeler olsun size. İşte budur o büyük başarının ta kendisi."
Bu ayete göre; Allah yolunda ölsen de öldürsen de yerin cennettir. Bu İslamcı teröristlerin inanç kaynağıdır. El Kaide, El Nusra, IŞİD ...gibi terör kuruluşlarının inanç kaynağı Kuran'dır. İslam'ın barış ve kardeşlik dini olduğunu söylemek gerçeklerle bağdaşmamaktadır. İslam kuruluşundan günümüze kadar devamlı kanlı mücadelelere neden olmuştur. Halkı Müslüman olan devletlerin, kendi aralarındaki, savaşlarında akan kan deryalar doldurur. Nerede kaldı din kardeşliği? İslam'da Allah'a inanç korkuya dayanır. Korku ve şiddet İslam'ın ayrılmaz bir parçasıdır. Allah'a inanmamanın cezası cehennem azabıdır. Bu azaba uğramamak için Allah'a inanların imanının gerçek imanla bir ilişkisi yoktur. Korktukları için iman edenlerin oluşturduğu İslam dünyasının bugünkü hali, yorgun, perişan, çaresiz ve karanlık bir dünyadır.
Bugün bu ülkeyi idare edenlerin amacı; Türkiye'yi de bu karanlık dünyanın içine sürüklemektir. Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte yönünü uygarlığa döndüren ülkenin yönü tekrar Ortaçağ karanlığına çevrilmek istenmektedir. Uygarlığın değerleri olan, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları gibi değerlerin benimsenmemiş olması uygarlığa giden yolun kapanmasına neden olmuştur. Karanlığa gidiş ivme kazanmıştır.Eğitim sisteminde yapılan tahribat bu gidişin somut bir göstergesidir. Ülke geleceğinin güvencesi olan gençlere verilen eğitim, ülkeyi dinin karanlıklarına gömecek şekildedir. Ülkenin geleceği ipotek altına alınma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu gidişe dur demenin zamanı gelmiş ve geçmektedir. Bu toprakların çocuğu olduğunu kabul eden herkesin elini taşın altına sokması gerekir.
