Ordu

Atatürk diyor ki;

“Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir.”

Türk Ordusunun kurucusu ve ebedi başkomutanı Atatürk’tür. Türk Ordusunun mensupları da Mustafa Kemalin askerleridir. Kendini Mustafa Kemalin Askeri kabul etmeyen bir kimsenin bu orduda yeri olmaması gerekir. Kışlalar Türk vatanseverliğinin mabedidir. Bu mabette bulunanlar, başkomutanlarının vermiş olduğu emir ve talimat doğrultusunda hareket ederler. Mustafa Kemal askerlerine, cumhuriyetin ve devrimlerin korunması ve savunulması emrini vermiştir. Türk ordusu bu emre, AKP iktidarına kadar, uygun hareket etmiştir.

Osmanlının çöküş nedenlerine, M.K. Atatürk çok doğru bir tanı koymuştur. Bu nedenleri ortadan kaldırmadan yeni Türkiye Cumhuriyetini ayakta tutma şansı yoktu. Bu nedenlerin en başta geleni devletin din kurallarına göre, yani şeriata göre, yönetilmiş olmasıydı. Ülkenin geleceği ve bekası için, devletin şeriata göre değil de, aklın ve bilimin doğrultusunda yönetilmesi kaçınılmazdı. Bunun içinde laiklik ilkesinin hayata geçirilmesi gerekiyordu. Bu gerçekleştirildi. Yapılan devrimlerin en önemlisi bu laiklik devrimi olmuştur. Türk Silahlı Kuvvetlerinin, eski, İç Tüzüğüne göre; Cumhuriyete ve Devrimlere karşı, içten ve dıştan beliren bir tehlikeyi ortadan kaldırmak ordunun göreviydi. Yani Cumhuriyet ve Devrimler orduya emanet edilmişti. Ordu laikliğin bekçisi ve güvencesiydi.

“Allah’ın indirdiğiyle hükmetmeyenler kafirdir” ayetine göre, laikliğin kafirlik olduğunu kabul eden dincilerin iktidara gelmesiyle laiklik karşıtlığı etkili olmaya başladı. Bu etkili olma hali her geçen gün dozunu artırdı. Laiklik karşıtı iki dinci örgütün egemenlik kavgası ülkeyi bir darbenin eşiğine getirdi. Kendi ordusunu kumpaslarla yıpratan bir iktidara dünya tarihinde rastlanmaz. Laikliği etkisizleştirmek için, laikliğin güvencesi olan ordunun etkisizleştirilmesi gerekiyordu ve bu yapıldı. AKP dinci bir partidir ve amacı Cumhuriyetini bir İslam devleti yapmaktır. Bunu yaşayarak görüyoruz ve öğreniyoruz.

Kara Kuvvetleri Harp Okulu mezunlarının 30 Ağustos diploma töreni akabinde teğmenlerin Subaylık andı içmelerinin akabinde; “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyerek kılıç çatmaları, akıl almaz bir şekilde, disiplinsizlik olarak değerlendirildi, beş teğmenle üç komutan ordudan ihraç edildi. Yüreği vatan sevgisiyle dolu olan bu pırıl pırıl gençlerin ordudan ihracının nedeni disiplinsizlik değildir. Bu neden milleti aldatmak için uydurulmuştur. Teğmenlerin ihraç nedeni, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyerek Cumhuriyetin ve Devrimlerin yılmaz bekçileri olduklarını açıklamış olmalarıdır. Böylesine zalim bir davranış Neron’dan bile beklenmezdi. Haksız ve hukuksuz bir şekilde bu geçlerin geleceğini karartmak hangi vicdana sığar.

Ne demişler; “keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.”

                                                                                                                      06.Mayıs.2025    

                                                                                                                            Pendik

                                                                                                                        Emin Varol