İktidara giden yol yerel yönetimlerden geçer. Yerel yönetimlerde başarılı olan partinin iktidar şansı yüksektir. AKP’li Cumhurbaşkanının İBB Başkanlığı sırasında yapmış olduğu başarılı çalışmalar 22 yıllık iktidarına yol açmıştır. 31 Mart seçimleri CHP’ye, altın tepsi içinde, gelecek seçimde, iktidar olma olanağını sunmuştur. CHP elde etmiş olduğu belediyelerde başarılı olursa gelecek seçimlerde iktidardır. Belediyelerde “çalıyorlar ama çalışıyorlar” ifadesinin yerini, “çalışıyorlar ama çalmıyorlar” almalıdır. Rant odaklı belediyecilik insan ve çevre odaklı belediyeciliğe dönüşmelidir. Belediye hizmetlerinden, hiçbir fark gözetilmeksizin, herkes eşit şekilde yararlanmalıdır. Yoksulluğun yaygınlaşmış olması, sosyal belediyeciliği zorunlu hale getirmiştir. Sosyal belediyecilikle yoksulluğun etkisizleştirilmesine çalışılmalıdır. Kişisel çıkar değil toplumsal yarar ön planda olmalıdır.
CHP, ana muhalefet partisi olarak, eline geçen bu fırsatı iyi değerlendirmek zorundadır. Partinin kuruluş felsefesi bunu gerektirmektedir. Şayet CHP’li belediyelerde kişisel çıkar ön plana alınarak toplumsal yarar gözetilmezse ve başarısız bir belediyecilik sergilenecek olursa, bu partinin kuruluş felsefesine ve Türk Milletine ihanet olacaktır. Buna hiçbir CHP’linin hakkı yoktur. Hele Atatürkçü olduğunu söyleyenlerin hiç hakkı yoktur.
Seçim sonuçlarına bakarak, iktidarın başarısız olduğu yaklaşımı pek doğru bir yaklaşım değildir. Bu netice muhalefetin başarısının bir sonucu değil, iktidarın yanlışlarının bir neticesidir. Ülkenin içinde bulunduğu sosyal, siyasal ve ekonomik çöküntü dikkate alınırsa, bu çöküntüye neden olan, iktidar partisinin siyasi ömrünün bitmesi gerekirdi. Bu kadar olumsuzluklara karşın, iktidar partisinin almış olduğu oy oranı bir başarıdır. İktidar partisine körü körüne bağlı bir seçmen kitlesi vardır. AKP’nin bu çöküşün hızını azaltması halinde seçimde sandık başına gitmeyen AKP seçmenini ve diğer partilere kaptırdığı seçmenlerini, AKP geri getirebilir. CHP bunu göz ardı etmemelidir.
Mesele kuru bir iktidar değişikliği meselesi değildir. Mesele ülkenin bekası ve geleceği meselesidir. Bugünkü dinci, faşist iktidar ülkeyi karanlığa sürüklemektedir. Anayasanın belirlediği “demokratik, laik, sosyal ve hukuk devleti” ortadan kalkmıştır. Bunun sonucu yoksulluk, ekonomik çöküntü, refah kaybı olmuştur. Eğitim bilimsellikten dinselliğe dönüştürülerek ülkenin geleceği ipotek altına alınmıştır. Ülke her alanda bir çöküşün içindedir. Bütün bu olumsuzluklara rağmen AKP’nin aldığı oyu küçümsemek doğru bir değerlendirme değildir. İktidar adayı olan CHP bu durumu iyi değerlendirmelidir. Omuzlarına aldığı sorumluluğun bilincinde olmalı, çalışmalarını ona göre düzenlemelidir. Özverili ve dürüst çalışmayı esas almalıdır. CHP, ülkenin yönünü karanlıktan aydınlığa çevirmek zorundadır. Bu CHP’nin varoluşunun nedenidir. Bunu başaramazsa ülkeye yazık olur.
03.Nisan.2024
Pendik
Emin Varol
