Şeriat

Halkının büyük bir çoğunluğu Müslüman olan ülkeler, Kuran'a göre laik bir sistemle yönetilebilir mi? Bu sorunun yanıtı hayırdır. Çünkü Maide suresi ayet 44: "...Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir", Maide suresi ayet 45: "...Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir", Maide suresi ayet:47 "...Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler sapıkların ta kendileridir" der. Bu ifadelere göre bir insan ya Müslüman olur, Allah'ın indirdiğiyle hükmeder veya laik olur, aklıyla hükmeder. Laik olan Müslüman, Müslüman olan laik olamaz. Allah'ın indirdiğiyle hükmedilirse, kısasa kısas yapılacak, hırsızlık yapanın eli kesilecek, miras paylaşımında; ana ve babadan kalandan erkeğe iki pay kadına bir pay verilecek, şahitlikte bir erkeğin yerine iki kadın kabul edilecek v.s. gibi. Bunlardan başka; Müslüman malı ve canı ile cihat yapmak zorundadır. Tevbe suresi ayet 111: "Allah müminlerin canlarını ve mallarını, karşılığında cennet vermek üzere satın almıştır. Allah yolunda çarpışırlar da öldürürler, öldürülürler. Allah'ın Tevrat'ta, İncil'de ve Kuran'da kendi üzerine hak olarak yazmış olduğu bir vaat tır bu. Ahdine, Allah'tan daha vefalı kim var? Perçinlediğiniz anlaşmanızdan ötürü müjdeler olsun size. İşte budur o büyük başarının ta kendisi." der. Halbuki mevcut İncillerde "Allah yolunda öldürseniz de, ölseniz de cennete gideceksiniz " diye bir ifade yoktur. Allah yanlış konuşmayacağına göre bu ifade Allah kelamı olabilir mi? Müslüman Allah yolunda çarpışacak, bu yolda öldürse de ölse de cennete gidecek. Tanrı kendi yarattıklarının bir kısmının diğerlerini öldürmesine müsaade eder mi? Kuran'ın Tanrı sözü olduğuna inanan, Allah'ın indirdiğiyle hükmetmemenin kafirlik olduğunu, Allah yolunda caniyle ve maliyle mücadele etmesinin şart olduğunu, bu yolda ölse de öldürse de cennete gideceğini kabul eder. Bu zihniyet, kendi gibi inanmayanlara yaşama hakkı tanımaz. Dinci terör örgütlerinin dayandığı felsefe budur ve bu insanlık için tehlikelidir. Bu zihniyet uygar dünya ile savaşmanın Allah'ın emri olduğunu varsayar. Bu inanç ve anlayış doğrultusunda Osmanlı hareket etti ve battı. "Allah yolunda cenk edelim şân alalım şan. Kur’an’da zafer vaat ediyor Hazret’i Yezdan." Allah yolunda öldürmek ve ölmek gerekir inancının bir ifadesidir. Osmanlı şeriatla yönetildi, Allah için ülkeler fethedildi. İslam'ın kılıcı oldu. İnsan hakları, demokrasi, özgürlük, millet iradesi gibi değerler hiç dikkate alınmadı. Çünkü her şey Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeğe dayanıyordu. Sonunda çöktü. Bugünkü iktidar dindar ve kindar bir nesil yetiştirmek için eğitimde gerekli değişimleri yaptı, yapıyor. Seçmeli din dersleri zorunlu hale getirildi ve din dersleri saati haftada altı saate çıktı. Allah yolunda ölsen de öldürsen de cennete gideceğine inanan bir nesil mi yetiştirilmek isteniyor? Bunun neticesi, bizimle aynı inançta olmayanları karşımıza almak olur. Bu ülkenin geleceğini yok etmektir. Ülkesinin geleceğini düşünen, kendini bu toprakların çocuğu hisseden herkesin bu gidişe dur demesi gerekir. Gerçekleri çekinmeden söyleme zamanı gelmiştir.