• BIST 10276.88
  • Altın 2387.588
  • Dolar 32.2367
  • Euro 34.7051
  • İstanbul 10 °C
  • Ankara 7 °C

17 Yaşında Solan Bir Gül ve İki Taziyeye Sığdırılan Hayatlar...

ANALİZ/ ODABAŞ

Yine bir kadın cinayeti daha...Yine susmaya çalışarak görmek istemediğimiz gerçekleri  hemen kapatmaya çalışıyor olmamızdandır 17 yaşındaki Helin ve onunla yanı kaderi paylaşanlar… Pendik’te okul çıkışı eski erkek arkadaşı tarafından öldürülen Helin ve onu koruyamayan adalet mekanizmasına çevriliyor tüm gözlerimiz… Oysa daha 17 yaşındaydı, hayalleri vardı 12 yaşından sonra annesiz geçirilen çocukluk yıllarında erken büyümüş hayatın yükünü erken omuzlarına sırtlamıştı… Öldürülmeden iki gün önce sosyal medyadan çağrı yapmış öldürülmek korkusu yaşadığın dile getirmişti… Helin’in çığlıklarını korkularını ne yazık ki duyan olmadı. Sosyal medyadan hakaret timi oluşturan hükümetimiz vatandaşların adreslerini bir bir ezberleyip tutuklama çıkartırken, Helin ve diğer kadınların ölüm öncesindeki haykırışlarını görmedi, görmek istemedi… Katilleri belli olan ancak, Hukuk nezdinde tek bir adım bile atılmadan soldurulan binlerce kadın gibi Helin’de  ölümün tecellisinden kaçamayarak hunharca katledildi. Silahların serbest bırakılması, her önüne gelen vatandaşın ruhsat alabilmesinin önünü açan iktidar kadın katillerinin işlerini daha çabuk kolaylaştırmasını sağladı. Silahların altında, bıçakların gölgesinde yaşayan kadınlarımız, nerede ne zaman kim tarafından öldürüleceklerini bilmelerine rağmen hala endişe ve umutlarla  yaşama tutunmaya çalışıyorlar… 300 kadın eşi ve yakınları tarafından öldürülme gerekçesiyle geçtiğimiz aylarda soy isimleri değiştirilerek, yeni hayatlarına alıştırılmaya çalıştırılıyor... Estetik ameliyatlarıyla can bulmaya çalışan binlerce kadınımız, hala öldürülme korkusu içinde yaşıyor… Emniyetli dediğimiz kadın sığınma evleri dahi kadınların öldürülmesinin önüne geçememiştir. Gözü kan bürümüş kadın katilleri özellikle son yıllarda daha fazla korunmuş, kılık kıyafetle insan olduğu varsayılarak en alt dereceden ceza alınması sağlanmıştır. Kadının değerinin gün geçtikçe yitirildiği ülkemizde,  çağ atlamakla övünen yetkililerin boş konuşmaları dışında, geride sadece sayılarını hatırlamakta hafızlarımızın yetersiz kaldığı, delik deşik edilmiş bedenlerle, tanınmaz hale getirilen ölü kadınlarımız kalmıştır. İki taziyelik hayat örüntüsünden ibaret olan kadınların solan yüzleri  karşısında toplum sus pus olmuşcasına duyarsız kalmış, Adalet vicdanların terazisinde ve  sadece Mahkeme kapılarının girişinde asılı kalmıştır... Devlet kadınları koruma altına almaktan öte, daha çok cinayetlerin yaşanması adına Müftülere nikah kıyma yetkisi vererek, kadınları toplumda meta olarak kullanılmasının önünü açmıştır... İleri Türkiye argümanlarının dillerde pelesenk  olduğu bir toplumda,özellikle kadın ve çocukların haklarının korunması noktasında çağ dışına itildiği gerçeği önümüzde çırılçıplak dururken, bizler müreffeh neslin yükselişini ancak kadavra olmuş cesetlerine bakarak ölçeriz...

Bu yazı toplam 491 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Özgür İstanbul | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.