• BIST 10276.88
  • Altın 2398.482
  • Dolar 32.2398
  • Euro 34.6949
  • İstanbul 8 °C
  • Ankara 4 °C

Ramazan Ayında Süslü Sofralarda Boy Göstermenin Ayrıcalığı...

ANALİZ/ ODABAŞ

Ramazan ayını eda etmenin mutluluğunu ve bereketini hep birlikte yaşıyoruz. Mübarek ayda insanları bir arada tutan en temel özelliklerden birisi de, birlik ve beraberliğin kardeşçe paylaşmanın ruhani huzurunu yaşamak olsa gerek… Ekmeğini ,aşını bölüşenlerin ayı olarak bildiğimiz bu önemli ayda, herkes bir daha önüne bakıp kendisini sorguya çekmelidir… Kazançlarının kaçını bölüşüp paylaşabilmektedir? Kaç evin ihtiyaçlarını giderme noktasında üzerine düşeni yapmışlardır? Veya; kaç eğitime muhtaç olan çocukların kalplerinde umut olup, eğitim masraflarını  karşılama noktasında elinizi açtınız? Son dönemlerde zengin daha fazla nasıl zenginleşirim derdinde olup, etrafında aç kalan vatandaşların sessiz çığlıklarını kulak tıkamayı seçmiştir. Benden ise yardımı hak ediyor, mantığının özellikle son 15 yılda arttığını görmekte olup, din anlayışının parti bazında, yandaş kayırmacılığı adı altında yapıldığını ne yazık ki üzülerek tanık olmanın utancı içindeyiz… Şimdi yeni trend olan ve özellikle Ramazan ayında ortaya konan görkemli iftar organizasyonları düzenleyen sözde işadamlarının çoktan Allahın rızasını unutup, kendi nefislerinin peşinden koşarak ele güne karşı caka satmanın prim yaptığı bir aya dönüştürülmesinin sahte maneviyatsızlığını bu günlerde yüreklerimizde daha fazla derinden hissetmeye başladık. Yandaşa bürokrata yaranacağız denilerek Ramazan ayında süslü sofralar kuran siyasi figüranlar makamlarını sağlamlaştırmanın derdinde olup,  gerçek ihtiyaç sahiplerinin kıyısından dahi geçmeyi düşünmemişlerdir. Bir kutu erzağın dahi hangi mahallelere dağıtılacağı, kimin partisinden hangi yandaşın kapı komşusu olduğu  öncesinden belirlendiği  bu mübarek ayda, iyiliklerin Allah katına göre değil ,güçlü olanların katlarına göre kılıflanarak nasıl heba edildiğini  görmenin aciziyeti içerisindeyiz. Sahi o eski Ramazan aylarına ne oldu? Ne değişti de; insanları ayırma ötekileştirme çabasına girdik? Bizler daha düne kadar kapı komşumuzun hangi ırktan ve hangi partiden olduğunu sorgulamayan bir toplum iken, bu gün kendi gibi düşünmeyen kim varsa ona el uzatılmanın dahi günah sayılacağı hastalıklı bir düşüncenin yaratıcıları arasına girdik. Bunları bize kim aşıladı? Neden bu sözlerin tesiri altında insanlığımızı kaybettik diye üzerinde düşünmemiz gerekiyor. ‘’Komşusu açken yatan bizden değildir ‘’sözünü çoktan unutup, komşum acaba hangi gurubun yada partinin üyesidir düşüncesi altında zehirlenmiş bir toplum olma yolunda ilerlemeyi seçtiğimizden bu yana ne din, nede iyilik adına bir arpa boyu yol alamadık. Bu güne kadar yol aldığımız tek gerçek; Dinin ramazan ayında dahi siyasetteki güce nasıl alet edilerek kurban edildiği gerçeğidir… Yani diyeceğimiz odur ki; Bu ayda kimin neye ihtiyacı olduğundan, çok hangi bürokrasinin kaç milyarlık iftar verdiği ve kimlerin o sofralarda boy gösterdiğidir... Bayramı dört gözle bekleyen, elinde avucundakini paylaşan o misafirperver gerçek gönül dostlarının kapılarına ne gelen olmuştur nede giden... Ancak o güzel yürekli insanlar yinede kimseye küsmeden  Ramazan ayını  huşu içinde geçirmenin güzelliklerini sonuna kadar yaşamayı seçmişlerdir... Bayramınız Kutlu Olsun...

Bu yazı toplam 470 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Özgür İstanbul | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.